Özel Yetkili Cumhuriyet BaÅŸsavcı VekilliÄŸi’nce yürütülenfaili meçhul cinayetlersoruÅŸturması kapsamında ifade veren eski Özel Harekât Daire BaÅŸkanı Ä°brahim Åžahin, çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Radikal gazetesinin ulaÅŸtığı ifadelerde Åžahin, illegal bir yapı varsa bunun Mehmet AÄŸar ve kardeÅŸine sorgulanması gerektiÄŸini de belirterek, AÄŸar’ın kardeÅŸi ile ünlü bir iÅŸadamının o dönem ortak olduÄŸunu ileri sürdü.
'SUSURLUK ÜZERÄ°ME KALDI'
Görev alanının Kayseri’nin öbür tarafı olduÄŸunu söyleyen Åžahin, faili meçhul cinayetlerle ilgisi bulunmadığını savunarak ÅŸöyle devam etti: “Susurluk olayı benim üzerime kalmış ve günah keçisi ilan edilmiÅŸimdir. Susurluk olayına katılma sebebim Ömer Lütfü Topal olayında cinayet ÅŸüphelisi olarak gözaltına alınan özel harekât polislerini tutanak karşılığında Ankara’ya götürmem sebebiyle olmuÅŸtur.” Topal cinayetine karışan polislerin alınması için Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Halil TuÄŸ’un emrettiÄŸini de belirten Åžahin, “TuÄŸ bana ÅŸahısların Ä°çiÅŸleri Bakanı olan AÄŸar tarafından Ankara’ya getirilmesinin istenildiÄŸini söyledi. AÄŸar beni arayarak ‘Ä°stanbul’da özel timciler gözaltına alınmış, onları sana teslim edecekler. Ankara’ya getirdiÄŸinde ifadelerini al’ dedi. Ankara’ya doÄŸru yola çıktık. AÄŸar ‘ifadelerini al serbest bırak’ dedi. Åžayet böyle bir illegal yapı varsa bunun benden sorulmaması gerekirdi. Bu konuda AÄŸar’ın ve kardeÅŸlerinin sorgulanması gerekirdi” dedi.
SMS'TEKİ ŞİFRELERİ ANLATTI
Åžahin,Ergenekondavası kapsamında tutuklu Fatma Cengiz’e gönderdiÄŸi SMS’nin detaylarını da anlattı: “Bu mesajda H. Çetin, Hikmet Çetindir. ‘H.A’ kısaltması Hanefi Avcıdır. ‘E.’ ise Mehmet Eymür’dür. Burada kastettiÄŸim Cantürk,Hanefi Avcıve Eymür’ün ABD’nin has adamı olduÄŸu hususudur.”
'BENÄ° ÖLDÜRECEKLER DÄ°YORDU'
“Benim bildiÄŸim kadarıyla Tarık Ümit, MÄ°T’e çalışırdı. Ben evine de gider gelirdim. Hatta bir ara bana ‘Abi beni öldürecekler’ dedi. Çelik yelek giydiÄŸini söylemiÅŸti. Bizzat kendim de gördüm. Ümit ile en son görüÅŸen kiÅŸiler Ayhan Akça, Ziya BandırmalıoÄŸlu’ydu.
'AÄžAR DANIÅžMAN OLARAK EKEN'Ä° ALDI'
Bilinenin aksine AÄŸar ile Eymür arasında sorun yoktu. Ä°kili arasındaki baÄŸlantıyı Korkut Eken saÄŸlardı. Çok içki içmesi sebebiyle onu özel harekâtta istemedim. O zaman Emniyet Genel Müdürü Mehmet AÄŸar da Eken’i yanına danışman olarak aldı.
‘VELÄ° KÜÇÜK’Ü TANIMAM’
Veli Küçük’ün Mehmet AÄŸar ve Korkut Eken ile bir irtibatının olup olmadığını bilmiyorum. Ben hiçbir zaman Susurluk olarak adlandırılan illegal bir oluÅŸum içinde olmadım. Hiçbir zaman yasalara aykırı bir ÅŸekilde yetkilerimi kullanmadım.
SAPANCA ÖLÜM ÜÇGENÄ°
4 Kasım 1993’te dönemin BaÅŸbakanı Tansu Çiller’in Ä°stanbul’da Holiday Inn Oteli’nde ellerinde PKK’ya haraç veren iÅŸadamlarının ve sanatçıların listesi olduÄŸunu belirterek “Onlardan hesap soracağız” açıklamasının ardından Kürt iÅŸadamları öldürülmeye baÅŸlandı. O dönem Emniyet Genel Müdürü Mehmet AÄŸar, Kocaeli Jandarma Alay Komutanı ise ÅŸimdi Ergenekon davasının tutuklu sanığı olan Veli Küçük’tü.
Åžoförü Recep Kuzu’yla birlikte cesedi 15 Ocak 1994’te Sapanca yakınlarında bulundu. Cantürk’ün, öldürülecek 67 Kürt iÅŸadamı listesinin ilk sırasında yer aldığı belirtildi.
28 Mart 1994’te Åžehremini’de bir kafeden polis olduklarını söyleyen 4 kiÅŸi tarafından alındılar. Ertesi gün cesetleri Hendek’te bulundu.
SAVAÅž BULDAN VE DÄ°ÄžER CÄ°NAYETLER
3 Haziran 1994’te YeÅŸilköy Çınar Oteli’nden çıkarken ‘polis’ yazan yelekli silahlı kiÅŸilerce alıkonulduktan iki gün sonra Melen Çayı kenarında öldürülmüÅŸ halde bulundular.
Behçet Cantürk’ün avukatlığını da yaptı. 12 Kasım 1994’te Bostancı’daki evinin yakınlarında otomobili kurÅŸunlanarak öldürülmüÅŸtü.
'ELÄ°MÄ°ZDE LÄ°STE VARDI'
“Ben kesinlikle Ayhan Çarkın’ın ifadelerini kabul etmiyorum. Kesinlikle Kürt iÅŸadamları bürokratlarına yönelik benim bildiÄŸim bir ölüm listesi yoktur. Sadece ÅŸahsımda kimin getirdiÄŸini bilmediÄŸim, Kürt Ulusal Meclisi (KUM) üyelerine iliÅŸkin bir liste bulunmaktaydı. Bu kapsamda yurtdışına giden PKK ile toplantı yapan kiÅŸileri belirtir bir liste vardı.”
KUM NEDÄ°R?
PKK’nın kurumsallaÅŸma çabalarından biri olarak 1992 yılında faaliyete geçen Kürdistan Ulusal Meclisi’nin (KUM) amacı iç ve dış kamuoyunu etkilemekti. KUM’da Selim Çürükkaya, Faik Candan, Osman Öcalan gibi isimler yönetici olarak faaliyet gösterdi. KUM, Avrupa’da da yoÄŸun olarak faaliyetteydi. KUM daha sonra Sürgünde Kürt Parlamentosu adını aldı.
RADÄ°KAL