Karakter boyutu :13 Punto15 Punto17 Punto19 Punto

2 Mart RİZE'nin Fethi

2 Mart RİZE'nin Fethi
RİZE'nin Tarihçesi ,Fethi
01.03.2021 / 10:22


Rize yöresinde yaÅŸayan ilk kavim bitiÅŸken dilli, Asyanik kavimleridir. Bölgenin adının ilk defa yazılı bir kaynakta geçmesi M.Ö. 8 yüzyılda olmuÅŸtur. Bir bölgede Tarih Çağı'nın baÅŸlaması, ilk defa o bölgenin bir yazılı kaynakta anılması ile olur. Bu yüzden, Çoruh boyları ve Rize bölgesi tarihte ilk olarak, Urartulu II.Sardur'un, M.Ö.765 yılında Kars’ın kuzeyindeki, Çıldır Gölü’nün güneyinde yer alan TaÅŸköprü Köyü üstündeki kayalıkta kazdırdığı çivi yazılı kitabede, 'Kulki/Kulkha' olarak geçmiÅŸ, sonraki Yunan kaynaklarında da 'Kolk-Koldit'lerden bahsedilmiÅŸtir. Bu çivi yazılı kitabe, bölge adının yazılı olarak ilk defa bir yerde geçtiÄŸi kaynaktır.



Büyük İskender'in, Pers kralı III. Darius'u yenilgiye uÄŸratması ile elde ettiÄŸi Anadolu hakimiyeti M.Ö. 323 senesine kadar sürmüÅŸtür. İskender’in ölümünden sonra komutanları ile satraplar arasındaki çıkar ve egemenlik savaÅŸlarında bağımsızlığını ilan eden Mitridates Kitistes, Karadeniz kıyısında Sinop dolaylarına doÄŸru geniÅŸleyen kurdu. Pontos Kralı Farnakes M.Ö. 180'de Rize'yi iÅŸgal ederek krallığın topraklarına kattı. Rize yöresi daha sonra M.S. 10 yılında Roma İmparatorluÄŸu’nun egemenliÄŸine girmiÅŸtir. Roma’nın ikiye ayrılmasından sonra Rize ve çevresi Bizans topraklarının içerisinde kalmıştır.

Rize için 11 fikir | tarih, fotoğraf, siyah beyaz fotoğraflar

Gürcü Kralı III. George (1156-1184) ve Kraliçe Thamara (1184-1212) dönemlerinde Gürcü Ordusunda yüksek mevkiler alan Kumanlar daha sonra Ortodoks Hıristiyanlığı kabul etmiÅŸ ve bu devletin Müslüman Türklerle olan sınır bölgelerine yerleÅŸmiÅŸlerdi.



Bugün Rize'nin İkizdere İlçesinin daÄŸ köylerinde yaÅŸayan Kumbasarlar bu dönem Gürcü ordusunda BaÅŸkumandanlık yapan ve yaÅŸlanınca Kraliçe Thamara tarafından bir oyunla görevinden alınmak istendiÄŸi için malikane olarak verilen bölgeden ayrılıp Rize DaÄŸlarına çekilen Kumbasar ailesine mensupturlar.



Bu dönemlerde bir tekstil ve ticaret merkezi olarak tanımlanan Rize aynı zamanda Trabzon’daki Rum Krallığına baÄŸlı bir kaza merkezi (Bandon) idi. Merkezi, Pazar olan Rize'nin doÄŸusundaki topraklar ise imparatorluÄŸun sınırları içinde ayrı bir idari birimdi. 1458'de Uzun Hasan'ın, Atabeklerin eli ile yönetilen Çoruh havzasına girip İspir Bölgesini devletin sınırları içine katmasından sonra HemÅŸin Bölgesi de Akkoyunlular'a tabi olmuÅŸtu. Fakat sahildeki Rize kasabası ve Pazar'a kadar olan topraklar Trabzon Krallığına aitti. 1461 yılında Fatih Sultan Mehmet bizzat gelerek Trabzon'u fethettiÄŸi zaman sahilde Çoruh Nehrine kadar olan topraklar, HemÅŸin dahil, Osmanlı Devleti hakimiyetine girdi.

Fetihten önce bu bölgede bulunan Trabzon Rum Krallığı, Megrel Dadyanı, Kartli Kralı ve Çoruh AtabeÄŸi kendi aralarında bir Hıristiyan ittifakı yaparak Osmanlı'nın rakibi Akkoyunlu’ları da hami olarak bu ittifaka dahil etmiÅŸlerdi. Bu ittifak Papa'nın gayretiyle organize edilecek bir haçlı seferi ve kendilerine destek saÄŸlayacak, Osmanlı’ya rakip diÄŸer Türkmen Beyleri ile Osmanlı’ya saldırıp ortadan kaldırmayı planlıyordu. Bu tertibin farkında olan Fatih 1461'de bizzat sefere çıkarak ittifakın beyni olan Trabzon Krallığını ortadan kaldırdı.



Fatih Sultan Mehmet, Komninoslu bir anadan doÄŸan ve Komninoslardan evli olup, Turabozan TekfurluÄŸunun müttefiki olan Akkoyunlu PadiÅŸahı Uzun Hasan'a raÄŸmen, 1461 yazında ordusuyla gelince, son Takvur savaÅŸsız teslim oldu. Daha önce ÅŸehirdeki Rumların çoÄŸu ve çevredeki Rum köylülerinin bir kısmı, Kırım'a göçüp, orada yerleÅŸtiklerinden, 1475’te Kırım liman ÅŸehirleri Venedik ve Cenevizlilerden alınıp, ilk tahrir yapılırken, bunların "Turabuzoniyan" diye yazıldığı görülüyor. Aynı 1461 yılında, doÄŸuda Çoruh aÄŸzına kadarki yerler ve arada Rize'de savaÅŸsız fethedilerek, bütün buralar, yeni kurulan "Turabozan Sancağı"na baÄŸlandı. Åžehir ve kasabalara gönüllü ve sürgün olarak Çorum, Amasya, Tokat ve Samsun bölgelerinden Türkler getirtilerek vergilerden muaf olarak 1464 yılına kadar yerleÅŸtirildi.



İkinci Fatih çağı iskanı, 1466 da Konya/Karaman fethedildikten sonra, ÅŸehir ve kasaba halkının çoÄŸu İstanbul'a, diÄŸer kısmı da Turabozan Sancağındaki köylülere ve Rumeli’ye yerleÅŸtirildi. Turabozan Sancağı’na yerleÅŸtirilenler çoÄŸunlukla Rize Kazası’na yerleÅŸtirilmiÅŸtir. Bu yüzden, her iki iskan sırasında gelen Müslüman Türkler, buralardaki İslami yaÅŸayışları sonucunda Kıpçaklı ve yerli halkın Müslüman olmalarına sebep olmuÅŸlardır. Osmanlı vergi defterlerinde, kimlerin Müslüman olduÄŸu iÅŸaret edilmiÅŸtir.







1486 yılında, yani Fetih'ten 25 yıl sonra tutulan ilk Turabozan Sancağı Tahrir Tapu Defteri'nde, ÅŸimdiki Rize bölgesi:



 RİZE,

 ATİNA (HemÅŸin nahiyeleri dahil),

 LAZLUK (ArdeÅŸen, Vitçe/Fındıklı, Arhavi, Hopa dahil) üç kaza halinde Turabzon'a baÄŸlı gösteriliyor.

   Trabzon ve Rize’de ki (HemÅŸin) "Bornak" adlı köy ve yayla da, Akkoyunlu’ların vezirler çıkaran boyundan olup, buralara iskan edilen koldan kalmadır.





Yavuz Sultan Selim, Çaldıran sonrası, DoÄŸu ve GüneydoÄŸu Anadolu'yu fethetmiÅŸ, MaraÅŸ Bölgesinde DulkadiroÄŸulları BeyliÄŸini de ortadan kaldırmıştı. Bu beyliÄŸe mensup birçok aileyi sürgünle Trabzon Sancağına gönderirken, bunlar Trabzon'un doÄŸusunda yer alan nahiyelere yerleÅŸtirilmiÅŸ, önemli bir bölümü de Rize bölgesinde iskan ettirilmiÅŸtir. Günümüzde Rize bölgesinde birçok aile dedelerinin geldikleri yerin ismini, aile ismi olarak aldığı için bu isimlerin incelenmesi bize Yavuz Sultan Selim'in valilik ve saltanatı döneminde Rize'ye yerleÅŸen ailelerin geldikleri coÄŸrafya hakkında fikir verir.



1640 yılında Gönye Kalesi’ne görevli giden Evliya Çelebi Rize’den kısa olarak bahseder: Trabzon’a baÄŸlı, deniz kıyısında, bahçeli, güzel bir yerdir, der. Rize tarihinin önemli olaylarından biri de Rize Ayanı, Batum Kalesi muhafızı TuzcuoÄŸlu MemiÅŸ AÄŸa’nın isyanı ve öldürülmesi olayıdır. (1814-1817) Rize’nin 19 yy’da bir kaza merkezi olduÄŸunu görüyoruz.



3 Mart 1878 yılında imzalanan Berlin AntlaÅŸması’yla Lazistan Sancağı merkezi olan Batum Rusya’ya bırakılınca, Rize sancak merkezi oldu. Hicri 1322, Miladi 1904 tarihli Trabzon Salnamesi’nde Rize ile ilgili özetle ÅŸu bilgiler yer alır: “ Lazistan Sancağı’nın merkezidir.”



Rize Ardeşen 1950 | Resimler, Çiçek, Tarih



1914 yılında Osmanlı devletinin I. Dünya Savaşı’na girmesiyle doÄŸu cephesinde baÅŸlayan çatışmalarda, 16 kasım 1914’te Hopa Hudut Taburu ile Ali Rıza Bey’in milis kuvvetleri Borçka üzerine yürüdüler. Türk ordusu ve gönüllü milisler büyük baÅŸarılar saÄŸladılar, ancak Rusların sürekli, sahil yerleÅŸimlerini bombalamaları, ünlü Midilli ve Yavuz gemilerinin saf dışı kalması, yardım gelmeyiÅŸi üzerine kuvvetlerimiz 19 Åžubat 1916’da Fırtına Deresine kadar çekildi. 8 Mart 1916 tarihinde, Ruslar Rize’yi iÅŸgal ettiler. SavaÅŸ yıllarında söylenen bir Rize türküsünde ÅŸöyle denmektedir:



Urusun gemileri

Siyah bayrak açayi

Midilliyi görünce

Bulut alti kaçayi



Böylece Rize için esaret yılları baÅŸladı. Rize halkı için bu kara günler 2 Mart 1918 ‘e kadar sürdü. Ruslar çekildikten sonra silahlı Rum çeteleri ortaya çıkmaya baÅŸladı. Bölgede bir Rum–Pontus Devleti kurmak için çalışmalar yapılıyordu. Bu geliÅŸmelere karşı Trabzon’da bütün DoÄŸu Karadeniz Bölgesini içine alan “Trabzon Muhafaza-i Hukuku Milliye Cemiyeti” kuruldu. Bu cemiyetin Rize ÅŸubesi açıldı. 23 temmuz 1919 da toplanan, Erzurum Kongresine bu ÅŸube adına HemÅŸinli Necati Efendi, Abaza Hakkı Efendi katıldı. 8 aralık 1922 tarihinde Åžark Cephesi Kumandanı Kazım Karabekir PaÅŸanın Rize’ye gelmesiyle Rum çetelerine karşı yapılacak mücadele planlandı.





Rizeliler Kuva-i Milliye’ye yazılarak İstiklal Savaşı’na katılmışlardır.



İstiklal Savaşı kazanılıp Türkiye Cumhuriyeti kurulunca, Rize bir ara Artvin ile birleÅŸtirilerek Çoruh vilayeti adını aldı. Daha sonra 20 Nisan 1924’te tek başına Rize Vilayeti oldu.



Mustafa Kemal 17 Eylül 1924 tarihinde Rize’ye gelmiÅŸ ve resmi ziyaretlerden sonra Mataracı Mehmet Efendi’nin evinde misafir edilmiÅŸtir. Kaldığı bu ev bu gün Atatürk Evi Müzesi olarak ziyarete açıktır.



Cumhuriyet döneminde Rize’nin kalkınması için deÄŸiÅŸik teÅŸebbüsler yapılmıştır. Bunlardan birisi de Osmanlı Hükümeti zamanında bir yabancı firmaya yaptırılan Rize-İspir-Erzurum karayolu projesidir. Bu yolun yapımı için halk uzun yıllar gönüllü olarak çalışmıştır. Vali A.Ekrem ENGÜR zamanında (1930-1935) çalışmaya yeni giden gruplar törenle vilayetin önünden hareket ediyorlardı. 1937 yılından sonra çay üretimine geçilmesiyle yöre insanının ekonomik kazancı artmıştır.



Kaynak:https://rize.ktb.gov.tr/TR-55291/tarihce.html


Watch video!



Bu haber toplam 136 defa okundu
YAZARLAR
 
Anasayfa |

Reklam Verin |

Sitene Haber Ekle |

Bize Ulaşın

  © 2010 YzC Haber Portalı                             Yazılım ve Tasarım: Serdar YAZICI
Sitemiz, hukuka, yasalara, telif haklarına ve kişilik haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir. Sitemiz, 5651 sayılı yasada tanımlanan .yer sağlayıcı. olarak hizmet vermektedir. İlgili yasaya göre, site yönetiminin hukuka aykırı içerikleri kontrol etme yükümlülüğü yoktur. Bu sebeple, sitemiz .uyar ve kaldır. prensibini benimsemiştir. Telif hakkına konu olan eserlerin yasal olmayan bir biçimde paylaşıldığını ve yasal haklarının çiğnendiğini düşünen hak sahipleri veya meslek birlikleri, İletişim bölümünden bize ulaşabilirler | Rize Gündoğdu Haber | Rize | Rize Haberleri haberler