Bekaroğlu: Çaydan zarar etmek akıl işi değil, ÇAYKUR akılla yönetilmiyor

2019’dan itibaren ÇAYKUR’un özel sektör firmalarına dökme kuru çay sattığını, hele hele bu sene tam bir skandal yaşandığını söyleyen CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu, “Çaya zam geleceği belli, her şeye zam geliyor. Zaten her sene çay sezonu başlamadan evvel kuru çaya zam gelir. Zam gelecek, belli. Siz geçen senenin fiyatıyla 20 lira civarında fiyatlarla çay satıyorsunuz” dedi.  

Ankara’dan inşaat şirketi geliyor, 3 bin ton dökme çay alıyor; sormuyor musunuz; paravan mıdır? 

“Hadi satıyorsunuz, nasıl satıyorsunuz bu çayları? Yani, kime satıyorsunuz, ihale yapmıyor musunuz? Sormuyor musunuz, Ankara’dan bir tane inşaat şirketi; bilmem ne şirketi geliyor, 3 bin ton çay satın alıyor. Bu nasıl bir iş? Kimin bu şirket, paravan şirket mi bu; niye sormuyorsunuz?” diyen Bekaroğlu, çay ve ÇAYKUR’la ilgili Tarım ve Orman Bakanlığına defalarca soru önergeleri verdiğini ama hiçbirine cevap verilmediğini, bunun yerine Genel Müdür’ün ‘algı operasyonu yapıyor’ gibi siyasi cevaplar verdiğini söyledi. 

“Sizin böyle bir göreviniz yok” diyerek Genel Müdür’e bürokrat olduğunu ve milletvekillerinin sorularına cevap vermesi gerektiğini anlatan Bekaroğlu, “Sorduğumuz sorulara cevap verin. Ne soruyorum ben size; işçi alımı ile ilgili sorular sordum. Daha başka ne sordum; en çok ne tartışıyoruz burada deminden beri, zararları tartışıyoruz, ÇAYKUR niye zarar ediyor? Niye bu sorulara cevap vermiyorsunuz da siyasi cevaplar veriyorsunuz?” diye konuştu. 

Bunları sorunca algı operasyonu mu yapmış oluyorum? 

Bu soruları millet adına sorduğunu ifade eden Bekaroğlu, şöyle devam etti: 

“Bunları sorunca algı operasyonu yaptığımı söylüyorsunuz.  Nasıl algı operasyonu yapıyorum, ne demek bu? Niye algı operasyonu yapayım? Ben kişisel olarak sizi tanımam, etmem, bilmem. Hiçbir derdim de yok sizinle. Ben milletin derdini anlatıyorum. Soruyorum şimdi burada; bu sene ne kadar çay sattınız, hangi yöntemle, ihale ettin mi, bu ihaleler nerede yayınlandı? Niye o fiyata sattın? Ve ne kadar zarar etti? Eğer satmasaydın o çayı, bugünkü fiyattan piyasaya verseydin ne kadar olacaktı? Bana göre; 400 milyon TL civarında bir para gitti.”  

ÇAYKUR belli başlı birkaç özel firmaya çalışıyor 

“ÇAYKUR zarar ediyor, tabii ki ÇAYKUR zarar edecek. Çünkü, ÇAYKUR yönetilmiyor, yönetilemiyor. Çayın önemli problemleri var. Çaysız bir hayatı buradaki hiç kimsenin düşünemeyeceğini biliyoruz. Böyle önemli bir ürün o bölgede yetişiyor ve ÇAYKUR sürekli şekilde zarar ediyor. Ama öbür taraftan, ÇAYKUR kadar kaliteli çay üretemeyen özel sektör sürekli olarak kâr ediyor. Niye kâr ediyorlar? Çünkü ÇAYKUR onlara çalışıyor. Aslında ÇAYKUR bir KİT’tir ama sıradan bir KİT değildir. ÇAYKUR, bir sosyal devlet aracıdır aynı zamanda. Bakın, 600 işçi alınacak, 23 bin kişi başvurdu; bölgede işsizlik var. Bölgede her evde bir emekli varsa bunun sebebinde çay ve ÇAYKUR var. ÇAYKUR sıradan bir kuruluş değil. ÇAYKUR çay piyasasını denetleyecek, üreticiyi ve tüketiciyi koruyacak. Bu amaçla ÇAYKUR var. Ama maalesef ÇAYKUR, yıllardan beri uyguladığı politikalarla, özel sektörün tamamına demiyorum; belli sayıda özel sektör firmalarının işine yarıyor.” 

Özelin kapasitesini kullan, onlara çay imal ettir  

“Bugüne kadar belli bir noktaya gelmiş, kota uygulamış ÇAYKUR. Şimdi diyecek ki, ‘kota ve kontenjan uygulamak zorundayım’. Çünkü, kapasitem yok diyecek. Önce soru bu; kapasite niye yok? Niçin bugüne kadar kapasite geliştirilmedi? Buna cevap olarak diyeceksiniz ki, özel sektörün kapasitesi var. O zaman özel sektörün atıl olan kapasitesini kullanın. Özel sektöre standartlar koyun ve özel sektöre çay imal ettirin. Çay satmakta bir problemimiz yok ki. Türkiye’nin ürettiği çay yılda 240-260 bin ton. Ama Türkiye 300 bin ton çay tüketiyor. 50-60 bin ton kaçak çay girip tüketiliyor. Alın çayı, standartlarını koyun ve özel sektöre ürettirin.” 

Rekolte yüzde 30-35 civarında düştü 

“Kota ve kontenjanla ilgili problem sizin probleminizdir. Niçin bu sene olmadı? Öyle diyor Osman Aşkın Bak, şimdi niye buraya gelmedi. Öyle diyor, işte Bekaroğlu Rize’den aday olmaya korkuyor dedi, kürsüye çıktı, kota ve kontenjan var dedi; işte bu sene kontenjan yok. Çay fiyatı da ÇAYKUR’un ilan ettiği fiyatın üstünde satıyoruz. Niye, çünkü rekolte %30-35 civarında düştü bu sene. Niye düştü rekolte; Hükümetin politikalarından dolayı düştü. Çünkü geçen sene 2.200 TL olan gübre bu sene 8-9 bin lira. Vatandaş gübre atamadı. Başka; 1/10 budama yaptırırken, bu sene 1/7 budama yaptırdınız. Bunlar sizin işleriniz. Yönetemiyorsunuz. Sayın Genel Müdür, geleceksiniz, bunları anlatacaksınız. Kota, kontenjan meselesi nedir, insanlara bunları anlatacaksınız. İnsanları aldatmayacaksınız, doğru konuşacaksınız. Çaydan zarar etmek akıl işi değildir. Dolayısıyla ÇAYKUR akılla yönetilmiyor.” 

Genel Müdür topu taca attı 

“Sayın Genel Müdür burada bir sunum yaptı. Bu sunum topu taca atmaktan başka bir şey değildir. Neden? ÇAYKUR’un çok temel problemleri var. Çaylık alanların yenilenmesi gerekiyor, bununla ilgili ciddi bir proje yapılması lazım. Uzun uzun bunu anlatması lazım bize. Kapasite nasıl artırılacak, bunu anlatması gerekiyor. Yıllardan beri yılan hikayesine dönen Çay Kanunu niye çıkmadı, bunu anlatması lazım. Gelmiş burada 5 sayfalık sunumun 3 sayfasında bize matcha çayı, yeşil çay pudrası, kafeinsiz çay filan; bize keçiboynuzu çiğnetiyor. Böyle olmaz, bu şekilde ÇAYKUR’u yönetemezsiniz. Bunlar yanlıştır. O nedenle, ÇAYKUR’u yönetecekseniz, çayla ilgili size sorulan sorulara cevap verin. Milletvekillerinin Anayasal görevlerini engellemeyin. Bir tane soruya cevap vermediniz ama Rize’de milletin karşısına çıkıyorsunuz, ‘algı operasyonu yapıyor’ diyorsunuz. O zaman istifa edersiniz, kardeşiniz gibi siyaset yaparsınız. Bu sözleri söyleme hakkınız yok.”