Tarihler 17 Nisan 1993'ü gösterdiÄŸinde, ÅŸok bir ölüm yaÅŸandı. 8. CumhurbaÅŸkanı Turgut Özal, ani bir ÅŸekilde hayatını kaybetti. Åžok vefat önce "sıradan" bir son gibi göründü. Ancak yıllar geçtikçe Özal'ın ölümü soru iÅŸaretlerine büründü. Ve CumhurbaÅŸkanı Abdullah Gül'e baÄŸlı olan Devlet Denetleme Kurulu, "ölümcül" iddiaların aslını astarını bulmak için harekete geçti. Ä°ÅŸte DDK 2 yıl süren incelemesini bitirdi ve dün raporunu açıkladı. Rapordaki can alıcı detaya göre Özal, böcek ilacından zehirlenmiÅŸti. Åžok bilgi, raporun 615. sayfasından baÅŸlıyor 617'ye kadar devam ediyordu.
'BÄ°LÄ°NCÄ° KAPALIYDI'
Söz konusu sayfalarda, ÅŸunlar yazıyordu: "Turgut Özal, 17 Nisan Cumartesi sabahı Hacettepe Üniversitesi Hastanesi'ne götürüldüÄŸünde bilinci kapalıydı. Solunum yoktu, aÄŸzından da köpükler geliyordu. KöpüÄŸün laboratuvar incelemesinde ise sodyum, glukoz, kreatinin (böbrek yetmezliÄŸi), LDH (kötü kolesterol) ve karaciÄŸer enzimleri (AST ve ALT) çok yüksek bulundu. Ayrıca protein ve albümin deÄŸerleri de sınırı aÅŸmıştı.
KAN TESTÄ° YAPILMADI
Özal' daki bu bulgular ORGANOFOSFAT yani böcek ilacı zehirlenmesini düÅŸündürmektedir. Özal öldüÄŸünde Hacettepe Üniversitesi Klinik Patoloji Laboratuvarı'ndaki 'kolinesteraz' testi çalışmaktaydı. Ancak Özal'dan bir kan örneÄŸi alınsaydı, ORGANOFOSFAT ya da böcek ilacı zehirlenmesini düÅŸündürecek önemli bulgular ortaya çıkacaktı. Özal'ın ölümünden sonra kamuoyuyla paylaşılan bilgiler ve hastanedeki anormallikler de zehirlenme ihtimalini güçlendirmektedir."
ORGANOFOSFAT NEDiR?
Turgut Özal'ın aÄŸzından çıkan köpükte bulunan ORGANOFOSFAT, böcek öldürücü olarak kullanılan bir tarım ilacı. Piyasada "Malathon, Kobran, Basudin ya da Tamaron" isimleriyle bulunan bu ilaç, öldürücü etkiye sahip. Tamaron zehirlenmesinde, merkezi sinir sistemine ait etkilerle birlikte; tükürükte artma, burun akıntısı, terleme, kusma, ishal, idrar kaçırma, taÅŸikardi, hipertansiyon, seyirme, kas krampları, solunum felci, dalgınlık ve koma hali görülüyor.
KALP KRÄ°ZÄ° GEÇÄ°RMEDÄ°
Rapora göre Özal kalpten ölmedi. Bu tespit, DDK raporunda ÅŸöyle ifade edildi: "Özal, 05.02.1993'te The Methodist hastanesinde muayene yaptırdı. Kalple ilgili hiçbir soruna rastlanmadı. Merhumun kilosu, kan ÅŸekeri yüksekliÄŸi ve hafif HDL (iyi kolesterol) düÅŸüklüÄŸü dışında kalple ilgili herhangi bir riski yoktu."
ADETA AKIL TUTULMASI!
Raporda, Özal'ın ölümüyle ilgili diÄŸer ÅŸüpheler ise ÅŸöyle sıralandı: Semra Özal, KöÅŸk'teki yemek uygulamalarına dikkat etmedi. Çankaya KöÅŸkü'ndeki saÄŸlık hizmetleri, yetersizdi. KöÅŸk'te ambulans olmadığı için Özal tam vaktinde hastaneye götürülmedi. Özal'a, mahallede ölen insana uygulananların ötesinde bir müdahale yapılmadı. Merhum, GATA yerine Hacettepe'ye götürülerek zaman kaybedildi. Hacettepe'deki hekimler, tahmini bir ölüm raporu hazırladı. Görevi başında ve ani ÅŸekilde ölen bir cumhurbaÅŸkanının ölümü her zaman 'ÅŸüpheli' bir ölümdür. Bu itibarla otopsi yapılmamış olması ise tam anlamıyla bir akıl tutulmasıdır.
OTOPSi YAPILSIN
Ve incelemesini tamamlayan DDK, raporun sonunda çok önemli bir karar verdi. DDK, "Özal'ın mezarı açılsın, otopsi yapılsın" dedi. Ä°ÅŸte rapordaki o bölüm: "Özal'ın ölümüne yönelik ÅŸüphelerin ve zehirlenme iddialarının açıklığa kavuÅŸturulabilmesi için öncelikle ailede var olduÄŸu beyan edilen saç telleri üzerinde bazı tetkikler yapılmalı. KiÅŸilerin ölüm nedeninin belirlenmesinde otopsi iÅŸlemi, altın standarttır. Bu nedenle feth-i kabir suretiyle Özal'ın mezarı açılmalı ve kemik, saç ve diÄŸer unsunlar üzerinden otopsi yapımalıdır."
TANIK AHABER'E KONUÅžTU
Özal'ın öldüÄŸü gün GATA'da görevli olan Prof. Dr. Mustafa Sarsılmaz, yaÅŸadıklarını ahaber'e anlattı. Sarsılmaz ÅŸunları söyledi: "O gün, Özal'ın durumuyla ilgili telefon aldık. Hemen hazırlıklara baÅŸladık. Ancak Özal 'daha yakın' diye Hacettepe'ye götürüldü. Bu çok saçmaydı. Çünkü Hacettepe yol üzerinde deÄŸildi. Bana göre de Özal'ın ölümünde esrarengizlikler var."
Kaynak: Åžerife Güzel / TAKVÄ°M