Karakter boyutu :13 Punto15 Punto17 Punto19 Punto

Gülen ,Cemaatinden Gezi İddialarına Cevap

Gülen ,Cemaatinden Gezi İddialarına  Cevap
Fethullah Gülen cemaati, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı üzerinden hakkında çıkan hemen her iddiaya açıklık getirdi.
14.08.2013 / 09:26


 



Fethullah Gülen cemaati Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı üzerinden Hizmet Hareketi'ne yönelik iddialara çarpıcı cevaplar verdi.


 


Ä°ddiaları 11 baÅŸlık üzerinde toplayan açıklamada AK Parti hükümeti ile Fethullah Gülen cemaati arasındaki hemen iddiaya cevap verildi.


 


İşte Cemaatin iddilara verdiği o yanıt:


 


Son dönemde giderek artan bir ÅŸekilde baÅŸta sosyal medyada olmak üzere, Hizmet Hareketi ile ilgili olarak karalama ve yanlış bilgiye dayalı yönlendirme kampanyaları dikkat çekmektedir. Her ne kadar bir iddiayı dile getiren, onu ispatlamakla yükümlü olsa da bu gerçek dışı iddiaları dile getirenler, “böyle ÅŸeylerin ispatı olmaz” yaklaşımı ile yanlış tavırlarına devam etmekte ve edecek gözükmektedirler. Hizmet hareketi hakkında kamuoyunu yanıltma ihtimali bulunan bu tür karalamalara cevap vermeyi, Vakfımız zaruri bir görev olarak görmüÅŸtür. Öte yandan, bu iddialara ve karalamalara farklı zaman ve zeminlerde cevaplar verilmiÅŸ olsa da kamuoyunun ÅŸeffaf bilgilendirilmesi ilkesine saygının gereÄŸi olarak da bu açıklamayı yapmayı zorunlu görüyoruz.


 


1.    Ä°ddia: “Gezi parkı eylemlerinin arkasında Hizmet Hareketi vardı”


 


Konuyla ilgili gerek Fethullah Gülen Hocaefendi’nin açıklamaları, gerekse Hizmet Hareketi’nin genel tavrı dikkate alındığında bu iddianın asılsız olduÄŸu apaçık görülecektir.


 


Hizmet Hareketi, insanların ÅŸiddete baÅŸvurmayan barışçıl protesto hakkına demokrasiye saygının gereÄŸi karşı deÄŸildir. Ancak, bu tür protestoların istismara açık olmaları sebebiyle Hizmet, kendisine gönül vermiÅŸ olanların bu tür protestolara katılmalarını teÅŸvik etmez.


 


Protestoların tamamen çevreci duyarlılıkla ve barışçıl olduÄŸu ilk günlerde, üstelik Hükümete yakın çevrelerden de olmak üzere toplumun her kesiminden bireylerin katıldığı bu protestoya, Hizmet’e sempati duyan bazı kimselerin çevreci duyarlılıklarla ve kendi ÅŸahsi iradeleriyle ilk günlerde olumlu bakmış olmaları, topyekûn Hizmet Hareketi’nin bir tür komplo içinde olduÄŸu anlamına gelmez.


 


Nitekim eylemcilere çapulcu denmemesi gerektiÄŸini belirttiÄŸi konuÅŸmasında Onursal BaÅŸkanımız Sayın Fethullah Gülen, masum taleplerle baÅŸlayan eylemin daha sonra bazı art niyetli çevreler tarafından istismar edildiÄŸinin ve bazı uluslararası medyanın da olumsuz algılanacak bir tavır içinde olduÄŸunun altını çizmiÅŸtir. ( http://www.herkul.org/herkul-nagme/323-nagme-taksim-gezi-parki-hadiseleri-ve-problemlerin-temeli/)


 


Gezi eylemlerinin en başındaki çevre duyarlılığına hak veren ve göstericilere karşı ilk günlerde alınan sert tutumla ilgili her çevreden tepkiler olmuÅŸtur. Sayın CumhurbaÅŸkanı Abdullah Gül’ün “sandık her ÅŸey deÄŸildir”, BaÅŸbakan Vekili Bülent Arınç’ın “özür dileriz”, Kültür Bakanı Ömer Çelik‘in “mesaj alındı”, Milli EÄŸitim Bakanı Nabi Avcı’nın “bütün muhalefeti birleÅŸtirdik”, Avrupa BirliÄŸi Bakanı Egemen Bağış’ın New York Times gazetesindeki yazısında Gezi Parkı eylemleri “çoÄŸulculuÄŸun ve demokrasinin bir yansıması” olarak tasvir etmesi ve son olarak AK Parti Milletvekili Prof. Dr. Ä°dris Bal’ın Gezi olaylarına iliÅŸkin raporundaki ‘Hükümetin Gezi olayında stratejik hata yaptığı’ tespiti Hizmet’in bu konuya yaklaşımından farklı deÄŸildir.


 


BaÅŸbakan ErdoÄŸan da, olaylar hala devam ediyorken tepki olarak düzenlediÄŸi KazlıçeÅŸme mitinginin hemen arkasından Türkçe Olimpiyatları’nın kapanış törenine gelmiÅŸ ve burada Hizmet Hareketi’ni övmüÅŸtür. Pozisyonu itibarı ile her türlü istihbarata sahip olan Sayın BaÅŸbakan, ‘Gezi komplosu’nun arkasında Hizmet Hareketi’nin olduÄŸunu düÅŸünseydi bu övgüleri hiç ÅŸüphesiz yapmazdı.


 


2.     Ä°ddia: “Gezi Eylemcilerini Hizmet’e yakın savcı ve hâkimler tutuklamayıp salıvermiÅŸtir ”


 


Bütün savcı ve hakimler kamu görevlisi olup HSYK’nın yetkilendirme ve denetimine tabidir. Åžayet yapılan görevin ifası konusunda yanlışlıklar varsa sorumluluk Adalet Bakanlığı ve HSYK’ya aittir.


 


Kaldı ki, son dönemde medyada sıklıkla yer alan bazı haber ve yazılar sayesinde Hizmet’e yakın olduÄŸu iddia edilen yargı mensuplarının zaten tasfiye edildiÄŸi de kamuoyunun bilgisi dahilindedir.


 


Üstelik uzun zamandır tutuklu yargılamaları problem olarak gören çevrelerin, ÅŸimdi “yargı neden tutuklamıyor” diye ÅŸikâyetçi olmaları da büyük bir tutarsızlıktır.


 


Ergenekon davalarını gayrimeÅŸru hale getirmek için yakın geçmiÅŸte vesayetçi çevrelerin dillerine doladığı “Cemaatçi yargı” ithamının ÅŸimdi baÅŸka çevreler tarafından gündeme getirilmesi ve bunların bir tepki görmemesi de son derece düÅŸündürücüdür.


 


3.    Ä°ddia: “Hizmetle baÄŸlantılı polisler, eylemcilerin çadırlarını yakarak ve Gezi eylemlerine sert müdahale ederek eylemlerin büyümesini saÄŸladı”


 


Kolluk güçleri kamu görevlisi olup Ä°çiÅŸleri Bakanlığı’nın yetkilendirme ve denetimine tabidir. Hükümetin emrindeki kolluk kuvvetlerinin yaptıklarının sorumluluÄŸunu bir sivil toplum hareketine mal etmek mantık dışıdır.


 


Nitekim olayların ilk baÅŸladığı andan itibaren bütün müdahale talimatlarının Hükümetten geldiÄŸi ve çadırları belediye zabıtasının yaktığı daha sonra ortaya çıkmıştır.


 


BaÅŸbakan Sayın ErdoÄŸan da, Emniyet güçlerine talimatları kendisinin verdiÄŸini ifade etmiÅŸ, Emniyet güçlerine destek çıkan açıklamalar yapmış ve nihayet onları olaylardaki performanslarından dolayı ödüllendirmiÅŸtir.


 


4.    Ä°ddia: “Cemaat Mısır’daki darbeye karşı çıkmıyor”


 


Türkiye’de yapılmış her darbeden maÄŸdur olmuÅŸ bir hareketin darbelere karşı olmaması düÅŸünülemez. Bu yaklaşım ile Hizmet Hareketi’nin kamuoyu nezdindeki itibarının yıpratılmaya çalışıldığı da açıktır. Darbe tehdidi konusunu gündemde tuttuÄŸu için eleÅŸtirilen Hizmet Hareketi’nin, darbelere sıcak bakması asla mümkün deÄŸildir.


 


Bu vesile ile tekrar hatırlatmakta fayda bulunmaktadır ki, Mısır’da meÅŸru ve seçilmiÅŸ CumhurbaÅŸkanı Mursi’ye karşı yapılan müdahale bir darbedir ve hiçbir ÅŸekilde tasvip edilmesi düÅŸünülemez.


 


Fethullah Gülen Hocaefendi, Mısır’daki olaylar üzerine bir konuÅŸma yapmış ve açıkça “Demokrasi bir kere daha darbe yedi” demiÅŸtir. (http://www.herkul.org/herkul-nagme/352-nagme-misirda-darbe-ve-ramazanda-tevbe/). Hocaefendi, açıklamasında, iktidara gelmesinin üzerinden bir yıl bile geçmeden, “hata yaptı” denilerek Mısır CumhurbaÅŸkanı Mursi’nin, Türkiye’deki 27 Mayıs 1960, 12 Mart 1971, 12 Eylül 1980 askeri darbelerinin benzeri bir darbe ile görevinden uzaklaÅŸtırılmasının tarihe kara bir leke olarak geçeceÄŸini açık bir ÅŸekilde vurgulamıştır.


 


Hizmet Hareketi’ne yakın olan medya organlarının hiçbirinin editoryal çizgisinde darbeye sıcak bakan bir üslup olmadığı gibi, bu medya organlarının tüm yayınları net bir ÅŸekilde darbe karşıtı olmuÅŸtur. Bazı Batılı siyasi çevrelerin Mısır’daki darbe karşısındaki ilkesiz tutumunu da en net bir ÅŸekilde söz konusu bu medya organları eleÅŸtirmiÅŸtir.


 


5.    Ä°ddia: “Alternatif iktidara giden yol Pensilvanya’dan geçer. Ä°ktidara alternatif arayanlar gidip Gülen ile görüÅŸüyor”


 


Toplumun her kesiminden insanın saygı duyduÄŸu bir sivil kanaat önderinin insanlar tarafından ziyaret edilmesinin alternatif bir iktidar arayışı olarak sunulması ve böyle bir algı oluÅŸturma çabasına girilmesi hem yanlış hem yanıltıcıdır.


 


Hayatı boyunca toplumun her kesimiyle diyaloÄŸa açık olmuÅŸ ve kapısını herkese açık tutmuÅŸ olan Sayın Gülen’in, kendisi ile görüÅŸmek isteyen insanlara saÄŸlığı elverdiÄŸi sürece “hayır” demesi misyonuna ve inandığı deÄŸerlere terstir. Nitekim toplumun deÄŸiÅŸik kesimlerinden saygın pek çok isim Sayın Gülen’i ziyaret ettiÄŸi gibi, hükümetin birçok üyesi de defalarca kendisi ile görüÅŸmüÅŸtür.


 


Kaldı ki, Sayın Gülen’in insanlarla olan iliÅŸkilerine sadece siyaset perspektiften bakmak ve bu iliÅŸkileri sınırlandırmaya çalışmak son derece yanlıştır.


 


Yakın geçmiÅŸe kadar Hocaefendi’nin Türkiye’de yaÅŸamasını bile hazmedemeyenler bulunmaktaydı. Görünen o ki, ÅŸimdi bunlara gurbette ziyaretçilerini hazmedemeyenler de eklenmiÅŸ. Unutulmamalı ki, özgür bir insanın en temel demokratik haklarıyla baÄŸdaÅŸmayan bu saygısız tavır bir tür tecrit çabası olarak algılanmaktadır.


 


6.    Ä°ddia: “Hizmet, bürokrasi üzerinden vesayet kurmak ve iktidara ortak olmak istiyor”.


 


Demokratik bir sivil toplum hareketi olan Hizmet Hareketi’ni, iktidar üzerinde vesayet kurmak ve iktidara ortak olmakla suçlamak açıkça abesle iÅŸtigaldir.


 


Demokrasilerde, seçimle gelen yönetimler yine ancak seçimle giderler. Bununla birlikte vatandaÅŸların ve sivil toplum aktörlerinin iki seçim arasında her konuda eleÅŸtirilerde ve tavsiyelerde bulunmaları, devlet yönetimine karışmak olarak asla görülemez.


 


SeçilmiÅŸ meÅŸru iktidarların her an denetim ve gözetimi, Türkiye’nin üye olmak istediÄŸi Avrupa BirliÄŸi normları çerçevesinde, katılımcı demokrasinin en tabii bir gereÄŸidir. Toplum, bu hak ve hatta sorumluluÄŸu sivil toplum örgütleri, muhalefet partileri ve özgür ve eleÅŸtirel medya aracılığıyla yerine getirir.


 


Her hangi bir tavsiye veya eleÅŸtiride bulunan sivil toplum oluÅŸumlarını, iktidar peÅŸindelermiÅŸ gibi sunarak, onlara “siyasete karışma”, “öyleyse parti kur”, ya da “seçimleri bekle” demek demokratik sistemin ruhu, norm ve deÄŸerleriyle baÄŸdaÅŸmaz ve kabul edilemez.


 


Öte yandan, Hizmet Hareketi’nin prensiplerini ve ideallerini farklı düzeylerde benimseyen, toplumun her kesiminde çok sayıda insanın olması doÄŸaldır. Bunun gibi, demokratik bir ülkede sadece yasal ve meÅŸru vatandaÅŸlık haklarını kullanarak, liyakat ilkesi çerçevesinde bürokrasiye girmiÅŸ Hizmet gönüllülerinin olması da doÄŸaldır. Hangi görüÅŸten ve yaÅŸam tarzından olursa olsun vatandaÅŸların cari kanunlar çerçevesinde kendi devletinde görev almasının “devleti ele geçirme”, “devlete sızma”, “vesayet kurma” veya “paralel iktidar oluÅŸturma” ÅŸeklinde sunulmasının iyi niyetle açıklanması mümkün deÄŸildir ve üstelik benzer ifadeler Eski Türkiye’ye ait bir bakışı hatırlatmaktadır.


 


Elbette ki, bürokratlar seçilmiÅŸ yöneticilerinin ve amirlerinin (hukuka uygun) emirlerine itaat etmek ve sadece onlardan emir almak durumundadır. Bu yüzden ÅŸayet hukuka aykırı ÅŸekilde davrandığı ve yöneticilerinin emirlerine uymadığı ileri sürülen bürokratlar varsa, bunlar deliller ışığında yine hukuka uygun ÅŸekilde soruÅŸturulmalı ve bir an önce yargıya havale edilmelidir.


 


Ancak, geçmiÅŸten bugüne olageldiÄŸi gibi, “vesayet oluÅŸturma” ve “iktidara ortak olma” iftiralarıyla, bürokratik katmanlarda belli toplumsal kesimlerin tasfiye edilmesi ve dışlanması amacı varsa, bu hukuk ve demokrasinin en temel ilkelerine aykırıdır. Halkın iradesiyle seçilmiÅŸ iktidarların idari tasarruflarına tabii ki saygılı olunmalıdır; ancak yaygın iddialara göre, insanların Hizmet Hareketi’ne nispet edilerek anayasal bir suç olan fiÅŸlenmesi ve sonra da tasfiye edilmesi demokratik deÄŸildir.


 


7.     Ä°ddia: “Hizmet, Kürt sorununun çözümü sürecine karşı”.


 


Çözüm süreci ile ilgili olarak açık ve net bir ÅŸekilde, “Sulh hayırdır, hayır sulhtadır” (http://www.herkul.org/herkul-nagme/195-nagme-sulh-hayirdir/) diyen onursal baÅŸkanımız Gülen’in fikir ve tavsiyeleriyle ilham verdiÄŸi Hizmet Hareketi çözüm sürecini en başından beri desteklemiÅŸtir.


 


Sayın Gülen’in, hem çözüm sürecinin çok öncesinden, hem de çözüm süreci baÅŸladıktan sonra yaptığı açıklamalar çok açıktır, nettir ve hükümetin Kürt sorununun çözümü konusunda bugüne kadar takip ettiÄŸi çizginin ilerisindedir. Bunu çeÅŸitli sohbetlerinde ve en son Erbil’de yayımlanan Rudaw gazetesine verdiÄŸi röportajda da açıkça ortaya koymuÅŸtur (http://www.zaman.com.tr/yorum_hak-ve-hurriyetler-pazarlik-konusu-olamaz_2103914.html ).  Sözgelimi, zikredilen röportajda Gülen, anadilde eÄŸitim konusunun bir insan hakkı olduÄŸunu ve siyasi pazarlık konusu yapılamayacağını net dille ifade etmiÅŸtir.


 


Öte yandan, çözüm süreciyle ve sürecin saÄŸlıklı yürümesiyle ilgili her türlü samimi tavsiye ve ikazlar da asla çözüm karşıtlığı olarak görülemez/gösterilemez. Bilakis, bunlar sürecin daha saÄŸlıklı bir ÅŸekilde iÅŸlemesi için yapılan katkılar olarak deÄŸerlendirilmelidir.


 


Vakfımız, Kürt sorunu ile ilgili bugüne kadar Diyarbakır ve Erbil ÅŸehirleri de dahil olmak üzere pek çok toplantı yapmıştır. Hizmet gönüllülerinin açmış olduÄŸu okullar, Irak Kürdistan’ında zaten 20 yıldır Kürtçe eÄŸitim yapmaktadır. Türkiye’nin ilk yasal özel Kürtçe televizyonu da yine Hizmet Hareketi’ne gönül vermiÅŸ müteÅŸebbisler tarafından açılmıştır.


 


Hizmet Hareketi’nin somut olarak pozisyonu bu iken, hükümetin net bir ÅŸekilde arkasında durduÄŸu KCK davalarının faturasını Hizmet Hareketi’ne mal etmek gibi çarpıtma örnekleri ile topluma yanlış algılar pompalamak büyük bir haksızlıktır.


 


8.    Ä°ddia: “Hizmet 7 Åžubat’ta BaÅŸbakanı tutuklayacaktı”.


 


Bu çok açık ve akl-ı selim hiçbir vicdanın asla kabul edemeyeceÄŸi büyük bir iftiradır.


 


Buna raÄŸmen, hiçbir hukuki dayanağı olmayan, mantık kurgusu zayıf ve tutarsız; uygulanabilirliÄŸi ise hukuk sistemimiz gereÄŸi sıfır olan bu saçma senaryo “çamur at, izi kalır” mantığıyla art niyetli çevreler tarafından ısrarla tekrar edilmekte ve Hizmet Hareketi’ne açıkça iftira atılmaktadır.


 


Hizmet Hareketi’ne bu iftirayı atanlar, BaÅŸbakan’ı tutuklamakla Hizmet Hareketi’nin ne elde edeceÄŸini ve sadece 9 ay öncesindeki seçimlerde yeni anayasa için cansiperane çalışırlarken neden bir anda komplocu oldukları sorusuna bugüne kadar makul, mantıklı ve ikna edici bir cevap verememiÅŸlerdir.


 


Kendisine yakın medya ve sivil toplum örgütleriyle ülkedeki her türlü demokratikleÅŸme çabasını ve derin yapıların ve iliÅŸkilerin ortaya çıkarılmasını destekleyen, Ergenekon soruÅŸturması ve davalarına da bu yüzden destek olan Hizmet Hareketi’ne yakın bazı medya organlarının, KCK baÄŸlantılı MÄ°T soruÅŸturmasını da bu süreçlerle baÄŸlantılı görerek, olumlu bakması, BaÅŸbakan’a karşı bir komplonun içinde olunduÄŸu iddiasını asla doÄŸrulamaz.


 


Åžu da çok bilinen bir gerçektir ki, herhangi bir savcı bir yana, Yargıtay baÅŸsavcısının bile baÅŸbakana ve bakanlara dava açma yetkisi yoktur. Hal böyleyken, “BaÅŸbakan tutuklanacaktı” iddiası saçma bir iftiradan öte deÄŸer taşımamaktadır.


 


Hizmet Hareketi’ne gönül verenler, AK Parti’deki hukukçu vekillerin ve yöneticilerin bu art niyetli iftiraların devam etmesine neden göz yumduklarını bir türlü anlayamamakta ve gönül kırgınlığı yaÅŸamaktadırlar.


 


9.     Ä°ddia: “Hizmet, seçimlerde bazı parti ve kiÅŸiler ile ittifak yapacak”.


 


Hizmet Hareketi, bugüne kadar hiç bir parti ile ittifak yapmadığı gibi bundan sonra da hiç bir parti ya da kiÅŸi ile ittifak yapmayacaktır.


 


Herhangi bir parti ile ittifak yapmak, Hizmet Hareketi’nin, parti siyasetinin üzerinde olması ve gönüllüleri arasında her siyasi görüÅŸten bireyler olması gerçeklerine terstir.


 


Hizmet Hareketi, siyasi partilerle ittifaklar yapmamakla birlikte, demokrasi, çoÄŸulculuk, insan hakları, inanç özgürlüÄŸü, adalet gibi temel ilkelerine uygun politikaları ve uygulamaları hangi parti tarafından yapılırsa yapılsın, partizan olmadığı için, destekler. Bu sadece demokratik bir hak deÄŸil, aynı zamanda ülkeye ve gelecek nesillere karşı sorumluluÄŸun gereÄŸidir. Hareket, tersi durumlarda, yine partizan olmadığı için, siyasetteki uygulamaları eleÅŸtirmekten ya da tavsiyede bulunmaktan çekinmez. Bu, ülke menfaatlerini gözeten, prensipler doÄŸrultusunda olan ve siyasi partiler üstü bir yaklaşımdır.


 


10.Ä°ddia: AyaÄŸa düÅŸmüÅŸ ve Hükümet tarafından inanıldığına da hiç ihtimal vermediÄŸimiz bir baÅŸka iddia ise  “BaÅŸbakan’ın odasına böceÄŸi Hizmet’e yakın çevreler koydu” iddiasıdır.


 


Devlet içerisindeki kurumlararası mücadelenin bir kurbanı haline getirilmek istendiÄŸi aÅŸikar olan Hizmet Hareketi’nin “BaÅŸbakan’ı dinlemek” gibi açık bir iftirayla yıpratılmaya çalışılması asla kabul edilemez.


 


Konusu bariz suç teÅŸkil eden böyle bir iddianın gereÄŸinin yapılmamış ve hala yargı yoluyla aydınlatılmamış olması ise düÅŸündürücüdür. Hizmet Hareketi’ni töhmet altında bırakmaya matuf algı oluÅŸturma çabalarının ifadesi olan beyan ve yazıları kınıyoruz. Sorumluların bulunup ortaya çıkarılması yerine ortalıkta bazı tezviratların dolaÅŸması ve ithamların yapılması baÅŸka karanlık amaçların güdüldüÄŸünü akla getirmektedir.


 


Konunun bütün yönlerinin aydınlatılması, tertipçilerinin bir an önce bulunup ve hak ettiÄŸi cezanın verilmesi hükümetin ve yargının sorumluluÄŸundadır.


 


11. Ä°ddia: “Fethullah Gülen neden Türkiye’ye dönmüyor? ABD’de olduÄŸu için ABD etkisinde.”


 


Bu, Sayın Gülen’e yapılan çok açık bir hakaret ve iftiradır. Zaten, bu iftirayı dile getirenlerin çoÄŸu, aynı ÅŸeyleri Hocaefendi Türkiye’de yaşıyor iken de, çok eski yıllarda da dile getiriyorlardı.


 


Bu iddia ve iftiraları dile getirenlerin çoÄŸunluÄŸu zaten aynı zamanda ABD’nin dünyanın her yerine hakim olduÄŸunu da dile getirmektedirler. Sayın Gülen onların anlayışına göre, Türkiye’ye dönse de bu etkiden nasıl kurtulmuÅŸ olacaktır? Zaten aynı zihniyet ABD’ye hayatında adımını bile atmamış kiÅŸilere de aynı yaftaları ellerinde hiç bir delil olmadan takmaktadır. Hatta ilk kurulduÄŸu zamanlarda AK Parti’ye bile ABD projesi diyenler olmuÅŸtur.


 


Sayın Gülen’in, Türkiye’ye neden dönmediÄŸine dair defalarca açıklamaları olmuÅŸ ve Türkiye'ye dönüÅŸünün, ‘demokratik kazanımları tersine çevirmek için bazı çevreler tarafından kullanılacağı endiÅŸesini taşıdığını’ dile getirmiÅŸ,  dolayısıyla ‘Türkiye'ye dönmeyi çok arzu etmekle birlikte endiÅŸelerim izale oluncaya kadar dönmeyi düÅŸünmüyorum’ demiÅŸtir.


 


Ayrıca, Türkiye’deki hızlı gündemlerle ve kendisine yönelecek medya ilgisi ve saldırıları ile ilgili açık bir ÅŸekilde: “Türkiye'ye ne zaman gelirsem geleyim o gün fırtınayı koparanlar, hortumları meydana getirenler, isnatlarda bulunanlar, idam fermanı kesenler yine aynı ÅŸeyleri yapacaklar. Bu yaÅŸtan sonra da her zaman aynı ÅŸeyleri duyarak yaÅŸamanın zor olacağını düÅŸündüm” demiÅŸtir. Zaten, Gülen, bir baÅŸka ülkede de yaÅŸasa, bugünkü tezviratların belki 10 katının baÅŸka açıdan yapılacağını tahmin etmek zor deÄŸildir.


 


Yukarıdaki iddiaların bazılarını gündeme getiren ve yazan kiÅŸilerin Hizmet Hareketi’ne karşı ‘bir savcı 3 polisle hizmeti terör örgütü ve çete kapsamına sokarız, bitiririz’ gibi karanlık niyetleri ifade ediyor olmaları, buna ilave olarak dershanelerin kapatılma düÅŸüncesini ‘Cemaata had bildirme’olarak gündeme getirmeleri ve Hizmete gönül verdiÄŸini düÅŸündükleri kiÅŸilerin bürokrasiden tasfiye edildiÄŸini ifade etmeleri ne acıdır ki derin devlet refleksi ve post modern darbe dönemi planlarını hatırlatmaktadır.


 


Hizmet hareketi her zaman tüm faaliyetlerini hukuk ve meÅŸruiyet alanında sürdürmüÅŸtür. Milletimizin fedakârlığı ile açılmış ve büyük hizmetlere vesile olmuÅŸ bu kurumların had bildirmek için kapatılması iddiası hiçbir aklıselim ve vicdan sahibinin kabul edebileceÄŸi bir durum deÄŸildir.


 


Sonuç olarak; Ä°nsanlığa hizmet sevdası ile yola çıkan fedakar gönüllülerden oluÅŸan ve faaliyet gösterdiÄŸi 150 kadar ülkede gerek yetkililerden ve gerekse de o ülkelerin insanlarından çok olumlu tepkiler alan Hizmet Hareketi, bugüne kadar hiç bir yerde, hukuka, demokrasiye ve insan haklarına zıt hiç bir tavrın içerisinde olmamıştır, olamaz. Hizmet Hareketi, insanlardan oluÅŸtuÄŸu ve insanın olduÄŸu her yerde hatanın olması da tabii olduÄŸu için, Hareket, hatalarının tespit edilmesine ve yapıcı eleÅŸtiriler getirilmesine sonuna kadar açık olmakla kalmaz, bunları dile getirenlere samimiyetle teÅŸekkür eder. Ancak, yanlış ve yanlı bilgilendirmeye dayalı karalama kampanyalarına sessiz kalınması mümkün deÄŸildir. Bu duyurunun amacı, yapıcı eleÅŸtirilerin önünü kesmek deÄŸil aksine daha saÄŸlıklı bir tartışma ortamına katkı saÄŸlamaktır.


 


Kamuoyuna saygı ile duyurulur.





Bu haber toplam 2857 defa okundu
YAZARLAR
 
Anasayfa |

Reklam Verin |

Sitene Haber Ekle |

Bize Ulaşın

  © 2010 YzC Haber Portalı                             Yazılım ve Tasarım: Serdar YAZICI
Sitemiz, hukuka, yasalara, telif haklarına ve kişilik haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir. Sitemiz, 5651 sayılı yasada tanımlanan .yer sağlayıcı. olarak hizmet vermektedir. İlgili yasaya göre, site yönetiminin hukuka aykırı içerikleri kontrol etme yükümlülüğü yoktur. Bu sebeple, sitemiz .uyar ve kaldır. prensibini benimsemiştir. Telif hakkına konu olan eserlerin yasal olmayan bir biçimde paylaşıldığını ve yasal haklarının çiğnendiğini düşünen hak sahipleri veya meslek birlikleri, İletişim bölümünden bize ulaşabilirler | Rize Gündoğdu Haber | Rize | Rize Haberleri haberler