BÄ°R MEVTANIN ARDINDAN
Müntesibi olmanın ÅŸükründen aciz olduÄŸum, Süleyman Hilmi TUNAHAN (KSA) Efendi Hazretlerinin irtihalini (1959) müteakip, O’nun dini hizmetlerinin tezahürü olan talebelerini ve baÄŸlılarını bir araya getirerek, Kur’an Kursları Federasyonu unvanı altında teÅŸkilatlandırıp, kamuoyunda Süleyman Efendinin Talebeleri-Süleymancılar (Süleymanlılar) olarak bilinen dini cemaatin meydana gelmesine vesile olan ve vefat ettiÄŸi 2000 yılına kadar cemaati idare eden Rahmetli Kemal KACAR (TUNALI) Beyefendinin, hasbelkader yakınında bulunup, zaman zaman zahiri iltifatına mazhar olmuÅŸ bir kiÅŸi olarak, ondan sonra 16 yılı aÅŸkın cemaatin başında bulunan Ahmet Arif DENÄ°ZOLGUN’un 08.Eylül.2016 tarihindeki ani vefat haberinin siyasi ve dini çevrelerde, ölümü ve cemaatin geleceÄŸi konusunda ÅŸüphelere itmesi dolayısıyla, ÅŸahsımda bir emanet olarak bulunan bilgiyi, mühim bir vazife olarak, kamuoyu ile paylaÅŸmayı uygun buldum. Bütün menfaat odaklarından bağımsız ve irtibatsız olarak, 1982 yılında Rahmetli Kemal Bey AÄŸabeyimiz tarafından ÅŸahsıma tevdi edilen bu emaneti, zamanı geldiÄŸi düÅŸüncesiyle ortaya koymaya karar verdim. Maksadım, baÅŸka bir cemaatin derin güçler ve “Hain Üst Akıl” tarafından nasıl “FETÖ” terör örgütüne dönüÅŸtürüldüÄŸünün ortaya çıktığı böyle bir zamanda, 16 yıldır aynı güçler tarafından kontrol altında tutulduÄŸunu bildiÄŸim bu temiz cemaatin, baÅŸka bir “Åžer Odağı” haline gelmesinin önüne geçilmesinde, Devletimizin başında bulunan siyasi güç sahiplerine ve varsa aklı başında cemaat yöneticisi konumundaki hocalarımıza (Her bir ÅŸeyi keramete yormadan hareket etmelerini dileyerek), kendilerinde var olan bilgilere ilave olarak bendeki bu emanet bilgiyi de sunmak suretiyle dini ve milli bir hayra hizmet etmektir.
Tarih Haziran (21?)1982, Yer Fazilet Han-Sultanahmet: O tarihte Ardahan’da görev yapmakta olan Yüzbaşıyım. Oniki Eylül darbesinin üzerinden henüz iki yıl geçmemiÅŸ, yurt sathında birçok Ku’ran kursu ve öÄŸrenci yurtları kapalı, darbe iktidarı cemaatin bütün mülküne el koymanın peÅŸinde kararname hazırlamış, cemaat yöneticileri -baÅŸta Kemal KACAR Bey AÄŸabeyimiz olmak üzere- Antalya’da tutuklu olup idamla yargılanıyorlar. Bir vesile ile Ä°stanbul’a gelmiÅŸtim. O günkü ÅŸartlarda iletiÅŸim imkanları zayıftı. Cemaate ait Fazilet NeÅŸriyatın Sultanahmet’teki merkezine geldim. Kemal AÄŸabeyin cezaevinden tahliye edildiÄŸini orada öÄŸrendim. Birkaç gün önce serbest kalmış. Fazilete gittiÄŸimde de oradaki ofisindeymiÅŸ. GeldiÄŸimi haber verdiler, hemen kabul etti. Hizmet eden kiÅŸilere “Hususi görüÅŸmemiz var rahatsız etmeyin!” diye talimat verdiler. 27 Yaşında genç bir subaydım. Böyle büyük bir zatın benimle görüÅŸecek hususi ne meselesi olabilirdi? Cemaat mensubu 7-8 muvazzaf subaydan biriydim. O gün orada benim bulunmam bir tevafuk muydu? Kemal Bey AÄŸabeyimiz 1973 yılında mezun olup TÄŸm. olduÄŸumuzdan itibaren benimle ve benim gibi subay olan diÄŸer arkadaÅŸlarımızla yakından ilgilendiÄŸini biliyordum. Kur’an kursundan mezun bir talebesiyle (Rahmetli Zevceleri Bedia Ablamızın Talebesi) evlenmeme vesile olmuÅŸ, birçok mecliste “Bu kardeÅŸimizi ben evlendirdim” buyururlar, bizimle iftihar ederlerdi. Ama bu durumla ilk defa karşılaşıyordum. Asrın MürÅŸidine evlat ve talebe olmuÅŸ, ÅŸahsen birçok kerametlerine ÅŸahit olduÄŸum, tarihi ve manevi bakımdan büyük bir zatın karşısında olduÄŸumun ÅŸuurundaydım. Hususi meselelerin istiÅŸare edileceÄŸi bir olgunlukta olduÄŸumu düÅŸünmüyordum. Asker olmam dolayısıyla bu konuya muhatap olduÄŸumu düÅŸündüm. Ne de olsa devir askerlerin devri idi. Tahmin ettiÄŸim gibi de çıktı.
siyasetcafe.com