Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın BM'deki tarihi konuşması
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler 74. Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada Filistin'den Keşmir'e, İslamofobi'den Suriye'deki güvenli bölge çalışmalarına, nükleer silah tartışmalarından İsrail sorununa kadar birçok konuda önemli mesajlar verdi.
28.09.2019 / 12:56
"Türkiye, tüm dünyayı ve insanlığı kucaklayan bir ülke"
Türkiye'nin, giriÅŸimci ve insani dış politika anlayışıyla, tüm dünyayı ve insanlığı kucaklayan, sorunlara adil çözümler bulmak için çabalayan bir ülke olduÄŸunu dile getiren ErdoÄŸan, "dünyanın en cömert insani yardım yapan ülkesi", "en fazla yerlerinden edilmiÅŸ kiÅŸiyi kabul eden devleti" unvanlarının boÅŸuna olmadığını söyledi.
Bu politikanın somut bir baÅŸka örneÄŸinin, üçüncüsü 2020'de Türkiye'de düzenlenecek Afrika BirliÄŸi - Türkiye Ortaklık Zirvesi'yle sergileneceÄŸini aktaran ErdoÄŸan, "Bu salondaki tüm ülkeleri, adalet, ahlak, vicdan esası üzerine bina ettiÄŸimiz politikalarımıza ve giriÅŸimlerimize destek vermeye davet ediyorum." dedi.
"Suriye krizini artık sona erdirmenin zamanı gelmiştir"
Suriyenin, bugün insanlığın vicdanını yaralayan ve küresel adaletsizliÄŸin adeta sembolü haline gelen bir coÄŸrafya durumunda olduÄŸuna iÅŸaret eden ErdoÄŸan, bu ülkede 2011'den beri yaÅŸanan krizin, rejim ve terör örgütleri ile onları cesaretlendiren güçler tarafından ısrarla sürdürülmeye çalışıldığını bildirdi.
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, "Yaklaşık 1 milyon insanın ölümüne, 12 milyonu aÅŸkın insanın yerinden edilmesine, bunların yarısının da ülke dışında yaÅŸamak zorunda kalmasına yol açan Suriye krizini artık sona erdirmenin zamanı gelmiÅŸtir." diye konuÅŸtu.
Türkiye'nin, DEAÅž tehdidinden en çok zarar gören ülke olduÄŸunu dile getiren ErdoÄŸan, "Bu örgüt bir yandan sınırlarımızı taciz ederken, diÄŸer yandan çeÅŸitli ÅŸehirlerimizde gerçekleÅŸtirdiÄŸi ve yüzlerce vatandaşımızın hayatını kaybettiÄŸi canlı bomba eylemleriyle doÄŸrudan kalbimize saldırmıştır." ifadelerini kullandı.
Suriye'de DEAÅž'a karşı ilk ve en ciddi darbeyi vuran ülkenin Türkiye olduÄŸunun altını çizen ErdoÄŸan, "Fırat Kalkanı Harekatı ile yaklaşık 3 bin 500 DEAÅž'lıyı etkisiz hale getirerek, örgütün Suriye'deki çöküÅŸ sürecini baÅŸlattık. Dünyanın dört bir yanından DEAÅž'a katılmak üzere harekete geçen teröristleri tespit etme, ülkemize giriÅŸ yasağı koyma, sınır dışı etme konusunda da yine en önde biz geliyoruz." deÄŸerlendirmesinde bulundu.
Öte yandan bugün Türkiye'nin milli gelire oranla dünyanın en fazla insani yardımda bulunan ülkesi olduÄŸunu belirten ErdoÄŸan, çatışma, açlık ve zulümden kaçan 5 milyon sığınmacıya ev sahipliÄŸi yaptığını kaydetti.
"Aylan bebeÄŸi dünya çok çabuk unuttu"
ErdoÄŸan, "Bir baÅŸka ifadeyle Türkiye'de, Amerika'daki 29 eyaletin tek tek her birinin nüfusundan daha fazla sığınmacı bulunuyor. Ülkemizdeki sığınmacıların 3 milyon 650 binini komÅŸumuz Suriye'den gelenler oluÅŸturuyor. Yani ÅŸu an New York ÅŸehir nüfusunun yarısı kadar Suriyeli kardeÅŸimizi topraklarımızda misafir ediyoruz." dedi.
Türkiye'nin son 8 yılda sığınmacılar için 40 milyar dolar harcama yaptığını bildiren ErdoÄŸan, ÅŸunları kaydetti:
"Peki Türkiye'ye gelen bir ÅŸey var mı? Onu da söyleyeyim, Avrupa BirliÄŸinden ÅŸu ana kadar bize gelen destek - bu da bizim milli bütçemize deÄŸil - sadece uluslararası kuruluÅŸlar vasıtasıyla bu destek AFAD'a, Kızılayımıza geliyor o da ÅŸu an itibarıyla 3 milyar avrodur. Ülkemize gelen sığınmacılardan 365 bini, Suriye'de güvenli hale getirdiÄŸimiz bölgelere geri döndü. Nereye? Cerablus'a. Suriyeli sığınmacıların yarıya yakını 18 yaşın altındadır. Ülkemiz topraklarında doÄŸan Suriyeli çocuk sayısı ise 500 bine yaklaÅŸmıştır. Biz bunlara sadece barınma deÄŸil eÄŸitim ve saÄŸlık baÅŸta olmak üzere her türlü imkanı saÄŸlıyoruz. Buna karşılık dünya, canlarını kurtarmak için çıktıkları yolculukları ya Akdeniz'in karanlık sularında ya da sınırlara gerilen tel örgülerin önlerinde sonlanan milyonlarca mazlumu maalesef çok çabuk unuttu. Özellikle iÅŸte gördüÄŸünüz gibi Aylan bebeÄŸi dünya çok çabuk unuttu. Unutmayın ki bir gün ola ki aynı durum sizlerin de başına gelebilir. Çünkü Aylan bebekler bir deÄŸil, binler, milyonlar, bütün bunlara karşı tedbirimizi almak durumundayız."
"Suriyeliler dışındaki 58 bin düzensiz göçmeni ülkesine gönderdik"
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, "Sadece bu yılın ilk 8 ayında 32 bin düzensiz göçmeni denizlerde boÄŸulmaktan kurtardık, Suriyeliler dışındaki 58 bin düzensiz göçmeni ülkesine gönderdik." bilgisini paylaÅŸtı.
Buna raÄŸmen diÄŸer bölgelerden gelenlerle birlikte bugün Türkiye'nin "5 milyon mazlumu topraklarında barındırdığını" ifade eden ErdoÄŸan, sığınmacılar için fedakarca yürütülen bu çalışmalarda Türkiye'nin tek başına bırakıldığını söyledi.
"Suriye'de, ne rejimin ne PKK/YPG'nin ne de DEAÅž'ın kontrolündeki yerlere geri dönüÅŸ olmuÅŸtur." deÄŸerlendirmesinde bulunan ErdoÄŸan, ÅŸöyle devam etti:
"Bu ülkeden kaçanların geri döndüÄŸü tek yer Türkiye'nin güvenli hale getirdiÄŸi bölgelerdir. Bugün Suriye'deki insani krizin çözümünde dikkatle üzerine eÄŸilmemiz gereken önümüzde üç önemli husus vardır. Birincisi, Suriye'nin toprak bütünlüÄŸü ve siyasi birliÄŸinin tesisi konusunda kritik bir süreç olarak gördüÄŸümüz Anayasa Komitesi'nin etkin ve verimli bir ÅŸekilde çalıştırılmasıdır. GeçtiÄŸimiz hafta başında Rusya ve Ä°ran'la birlikte bu konuda Ankara Zirvesi'nde aldığımız kararla çok önemli bir baÅŸarıya imza attık. Suriye'de kalıcı siyasi çözüme ulaşıldığında, bu ülkenin toprak bütünlüÄŸü de kendiliÄŸinden tesis edilmiÅŸ olacaktır."
"Birtakım aksiliklere raÄŸmen hala geçerliliÄŸini korumakta"
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, ikinci önemli hususun, Ä°dlib'deki muhtemel katliamların ve yaklaşık 4 milyon kiÅŸilik potansiyel göç dalgasının önüne geçilmesi olduÄŸuna iÅŸaret etti. ErdoÄŸan, sözlerini ÅŸöyle sürdürdü:
"Bu konuda Rusya ile Soçi'de vardığımız mutabakat, birtakım aksiliklere raÄŸmen hala geçerliliÄŸini korumaktadır. Türkiye'nin yeni bir göç dalgasını daha karşılamaya ne tahammülü ne de imkanı vardır. Bu sebeple Ä°dlib'de güvenliÄŸin ve istikrarın saÄŸlanması hususunda tüm ülkelerin Türkiye’nin çabalarına destek vermesini bekliyoruz.
Üçüncü önemli konu, Suriye'nin dörtte birini iÅŸgal eden ve sözde Suriye Demokratik Güçleri adıyla meÅŸrulaÅŸtırılmaya çalışılan Fırat'ın doÄŸusundaki PKK/YPG terör yapılanmasının ortadan kaldırılmasıdır. Tüm terör örgütlerine aynı mesafeden bakan bir anlayışı yerleÅŸtirmeden Suriye meselesine kalıcı çözüm bulamayız."
"Dönecek Suriyeli sayısını 3 milyona kadar çıkarabiliriz"
ABD ile burada bir güvenli bölge oluÅŸturulması konusundaki görüÅŸmelerin sürdüÄŸünü bildiren ErdoÄŸan, "Niyetimiz, ilk etapta 30 kilometre derinliÄŸinde ve 480 kilometre uzunluÄŸunda bir barış koridoru tesis ederek uluslararası toplumun desteÄŸiyle burada 2 milyon Suriyelinin iskanını saÄŸlamaktır." dedi.
ErdoÄŸan, haritadan göstererek, "Åžu güvenli bölge ilan edildiÄŸinde, bu güvenli bölgeye biz rahatlıkla 1 ila 2 milyon arasında göçmeni, mülteciyi yerleÅŸtirme ÅŸansına sahibiz. Burada gerek Amerika gerekse koalisyon güçleri Rusya, Ä°ran hep birlikte el ele vermek suretiyle, bu güvenli bölgede bu mültecileri çadır kentlerden, konteyner kentlerden çıkartıp buraya yerleÅŸtirebiliriz. Bunun adımlarını birlikte atmak lazım. Bunu tek başına Türkiye kaldıramaz. Åžayet bugün bu noktada bir adımı atmamız lazım. Bu bölgenin derinliÄŸini Deyrizor-Rakka hattına kadar indirebilirsek, ülkemizden, Avrupa'dan ve dünyanın diÄŸer bölgelerinden kendi topraklarına geri dönecek Suriyeli sayısını 3 milyona kadar çıkarabiliriz." diye konuÅŸtu.
"Uluslararası konferans planlıyoruz"
Bu konuda Türkiye'nin gerekli hazırlıkları yapmaya baÅŸladığını açıklayan ErdoÄŸan, ÅŸöyle devam etti:
"Ülkemizin öncülüÄŸünde, Lübnan, Irak ve Ürdün'ün de katılımıyla bu çerçevede bir uluslararası konferans planlıyoruz. Aralık ayında Cenevre'de gerçekleÅŸtirilecek olan ve eÅŸ baÅŸkanlığını üstleneceÄŸimiz Küresel Mülteci Forumu'nun baÅŸarısına da önem veriyoruz. Güvenli bölgelere dönüÅŸleri desteklemek için BirleÅŸmiÅŸ Milletler öncülüÄŸünde bir bağışçılar konferansı düzenlenebileceÄŸini düÅŸünüyoruz."
Geçen yıl BM'de kabul edilen Küresel Göç Mutabakatı ve Mültecilere Ä°liÅŸkin Küresel Mutabakat'ın da etkin ÅŸekilde iÅŸletilmesine ihtiyaç olduÄŸunun altını çizen ErdoÄŸan, Suriye'de, hakka, hukuka, vicdana uygun ÅŸekilde saÄŸlanacak istikrar ve güven ortamının, komÅŸusu Irak'ı da hem DEAÅž hem PKK tehdidi bakımından rahatlatacağını belirtti.
ErdoÄŸan, "BirleÅŸmiÅŸ Milletler Genel Kurul salonundan, tüm dünyayı, Suriye’deki bu insani krizi durdurmak için inisiyatif almaya, çabalarımızı desteklemeye davet ediyorum." çaÄŸrısında bulundu.
Kıbrıs meselesi ve Türkiye'nin DoÄŸu Akdeniz ile ilgili hak ve menfaatleri
Akdeniz havzasının, Suriye krizinin tetiklediÄŸi göçmen trajedilerinin yanında, DoÄŸu Akdeniz'deki geliÅŸmeler nedeniyle daha baÅŸka sorunlarla da karşı karşıya olduÄŸuna dikkati çeken ErdoÄŸan ÅŸunları kaydetti:
"Kıbrıs meselesi, 50 yıldan uzun süredir devam eden müzakerelere raÄŸmen Rum tarafının uzlaÅŸmaz tavrı sebebiyle çözüme kavuÅŸamamıştır. Rum tarafı, Kıbrıs Türkleriyle siyasi gücü ve refahı paylaÅŸmayı reddeden, adaletsiz ve hakkaniyetsiz bir dayatma siyaseti izliyor. Türkiye, derin tarihi ve kültürel baÄŸlara sahip olduÄŸu Kıbrıs Türk halkının uluslararası antlaÅŸmalara dayalı garantörüdür. Aynı ÅŸekilde Yunanistan, Ä°ngiltere garantörüdür. Kıbrıs'taki sorunun, 'sıfır güvenlik, sıfır garanti' ÅŸartıyla çözüleceÄŸini ileri sürenlerin, en başından kötü niyetli oldukları ortadadır. Türkiye olarak, Kıbrıs Türk halkının güvenliÄŸini ve haklarını teminat altına alan bir çözüm bulunana kadar çaba göstermeye devam edeceÄŸiz. DiÄŸer taraftan, DoÄŸu Akdeniz'deki enerji kaynaklarını, 'kazan-kazan' anlayışıyla önemli bir iÅŸ birliÄŸi fırsatı olarak görüyoruz. Bölgedeki bazı ülkeler ise bizim bu makul tavrımıza raÄŸmen tek taraflı adımlarla, enerji kaynaklarını birer sorun ve çatışma alanı haline dönüÅŸtürmeye çalışıyor. DoÄŸu Akdeniz'de, hem Türkiye'nin, hem de Kıbrıs Türk halkının meÅŸru hak ve çıkarlarını sonuna kadar koruyacağız."
ErdoÄŸan, iÅŸ birliÄŸini ve adil bir paylaşımı esas alan her türlü teklife Türkiye'nin kapısının sonuna kadar açık olduÄŸunu dile getirdi.
"Libya'nın güçlenmesi hem Kuzey Afrika'yı hem de Avrupa'yı rahatlatacaktır"
Akdeniz’in bir diÄŸer kritik bölgesi olan Libya'da da halkın özgür iradesine dayalı demokratik bir yönetimin tesisi ile ülkede güvenliÄŸin ve istikrarın saÄŸlanması konusunda gayret gösterdiklerini ifade eden ErdoÄŸan, "Libya'nın siyasi ve ekonomik açıdan güçlenmesi hem Kuzey Afrika'yı hem de Avrupa'yı rahatlatacaktır. Bu ülkedeki çözümün, Libya halkının tercihlerine saygı gösterilmesinden geçtiÄŸine inanıyoruz." deÄŸerlendirmesini yaptı.
Yemen'e ve Katar'a yönelik müdahalelerin, hem insani, hem ekonomik olarak ağır sonuçlar doÄŸurduÄŸuna iÅŸaret eden ErdoÄŸan, petrol üretim tesislerine saldırılar nedeniyle yeniden alevlenen bölgedeki krizin bir an önce çözülmesinin herkesin özlemi olduÄŸunu kaydetti.
ErdoÄŸan, gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın geçen yıl katledilmesiyle ile ilgili yargı sürecinin ülkesinde hala devam ettiÄŸini hatırlatarak, Türkiye'nin olayın takipçisi olmaya devam edeceÄŸini söyledi.
Muhammed Mursi'nin vefatına da deÄŸinen ErdoÄŸan, "Mısır'ın seçilmiÅŸ CumhurbaÅŸkanı'nın mahkeme salonunda çırpınarak ölmesi ve ailesinin defnine bile müsaade edilmemesi de içimizde kanayan bir yaradır. Bölgenin adalete ve hakkaniyete olan derin ihtiyacının adeta birer sembolü olmuÅŸtur." diye konuÅŸtu.
ErdoÄŸan, Ä°ran konusunda da "Ä°ran'ın faaliyetleriyle ilgili tartışmaların ve bu ülkeye yönelik tehditlerin de bir an önce rasyonel bir zeminde çözüme kavuÅŸturulmasını temenni ediyoruz." deÄŸerlendirmesinde bulundu.
"İsrail doyuyor mu, hayır doymuyor"
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, dünyada adaletsizliÄŸin en çok yaÅŸandığı yerlerden birisinin, Ä°srail iÅŸgali altındaki Filistin toprakları olduÄŸuna dikkati çekerek, ÅŸöyle konuÅŸtu:
"Daha birkaç gün önce sokaktaki masum bir Filistinli kadının Ä°srail güvenlik güçleri tarafından alçakça öldürüldüÄŸü görüntüler bile vicdanları harekete geçiremiyorsa artık sözün bittiÄŸi yerdeyiz demektir. Ben merak ediyorum bu Ä°srail neresidir, acaba bu Ä°srail'in toprakları nereleri kapsıyor, 1947'de Ä°srail neresiydi, bunun ardından acaba 1949, 1967'de Ä°srail neresiydi ve ÅŸu anda Ä°srail neresi?" diye sordu.
ErdoÄŸan, bölgeye iliÅŸkin haritaları göstererek sözlerini ÅŸöyle sürdürdü:
"Sene 1947, neredeyse burada Ä°srail yok gibi, tamamı Filistin... Sene 1947 paylaşım planı var ve Filistin küçülüyor, Ä°srail büyüyor. Geliyorum 1967'ye, 1949'la birlikte Ä°srail büyüyor, Filistin küçülüyor. Geliyorum bugüne, güncel durum ÅŸu an artık adeta Filistin yok, neredeyse tamamına yakını Ä°srail. Ä°srail doyuyor mu, hayır doymuyor. Ä°srail ÅŸimdi de kalanını almanın gayreti içerisinde. Peki BirlemiÅŸ Milletler Güvenlik Konseyi'nin, BirlemiÅŸ Milletler'in Ä°srail ile almış olduÄŸu bunca karar var, bu kararlar uygulamaya geçiyor mu, hayır geçmiyor. Peki o zaman BirlemiÅŸ Milletler ne iÅŸe yarıyor. O zaman bu çatının altında bizler, aldığımız kararlarla tesirli olamıyorsak adalet nerede temerküz edecek? Ä°ÅŸte sıkıntımız burada."
ErdoÄŸan, mevcut Ä°srail yönetiminin, bu cinayetlerinin yanı sıra Gazze'deki insanlık dışı abluka, yasadışı yerleÅŸim faaliyetleri, Kudüs'ün tarihi ve hukuki statüsüne yönelik saldırılar gibi eylemleriyle de uluslararası hukukun ötesinde insanlığın tüm deÄŸerlerini ayaklar altına aldığını söyledi.
"Türkiye mazlum Filistin halkının yanında yer almaya devam edecektir"
Kudüs konusunda Türkiye'nin tavrının net olduÄŸunu belirten ErdoÄŸan, ÅŸöyle konuÅŸtu:
"Çözüm, 1967 sınırları temelinde, baÅŸkenti DoÄŸu Kudüs olan bağımsız ve mütecanis topraklara sahip bir Filistin devletinin bir an önce kurulmasıdır. Bunun dışındaki herhangi bir barış planının adil olma, kabul edilme ve uygulanma ÅŸansı yoktur. BirleÅŸmiÅŸ Milletler kürsüsünden soruyorum: Ä°srail devletinin sınırları neresidir? 1948 sınırları mıdır, 1967 sınırları mıdır, yoksa daha baÅŸka bir sınırı mı vardır? Tıpkı iÅŸgal edilen diÄŸer Filistin toprakları gibi Golan Tepeleri ve Batı Åžeria'daki yerleÅŸim yerleri bu devletin sınırları içinde deÄŸilse nasıl oluyor da dünyanın gözü önünde gasbedilebiliyor?
"Yüzyılın anlaÅŸması olarak takdim edilen giriÅŸimin amacı Filistin devletinin ve halkının mevcudiyetini tamamen ortadan kaldırmak mıdır?" diye soran ErdoÄŸan, ÅŸunları söyledi:
"Bunlar dünyayı kana mı bulamak istiyorlar? BirleÅŸmiÅŸ Milletler baÅŸta olmak üzere, uluslararası camianın tüm aktörleri Filistin halkına, vaatlerin ötesinde somut destek vermelidir. BirleÅŸmiÅŸ Milletler Yakın DoÄŸu'daki Filistinli Mülteciler için Yardım ve Bayındırlık Ajansının çalışmalarının etkin ÅŸekilde sürdürülmesi, bu bakımdan çok önemlidir. Türkiye, bugüne kadar olduÄŸu gibi bundan sonra da mazlum Filistin halkının yanında yer almaya devam edecektir."
Dünyanın adil ve huzurlu geleceÄŸi için Güney Kafkasya'nın dünyanın sorunlu bölgelerinden biri olmaktan çıkartılması gerektiÄŸini ifade eden ErdoÄŸan, ÅŸunları kaydetti:
"Azerbaycan toprağı olan Yukarı KarabaÄŸ ve çevresinin alınmış kararlara raÄŸmen hala iÅŸgal altında tutulması kabul edilemez bir durumdur. Uluslararası toplumun hala yeterince ilgi göstermediÄŸi sorunlardan biri de 72 yıldır çözülemeyen KeÅŸmir ihtilafıdır. Güney Asya'nın istikrarı ve refahı, KeÅŸmir meselesinden ayrı düÅŸünülemez. Åžu anda BM Güvenlik Konseyi'nin almış olduÄŸu karara raÄŸmen KeÅŸmir adeta abluka altında ve 8 milyon insan KeÅŸmir'den ne yazık ki dışarıya çıkamıyor. KeÅŸmirlilerin, Pakistanlı ve Hintli komÅŸularıyla birlikte güvenli bir geleceÄŸe bakabilmeleri için buradaki sorunun çatışma deÄŸil adalet ve hakkaniyet temelinde diyalogla çözümü ÅŸarttır.
"Türkiye, Rohingalara insani yardım faaliyetlerine devam edecek"
ErdoÄŸan, dünyanın bigane kaldığı konulardan birinin de Müslüman Rohingaların yaÅŸadıkları trajedi olduÄŸunu dile getirerek, "BirleÅŸmiÅŸ Milletler bünyesinde kurulan Bağımsız AraÅŸtırma Komisyonu, Myanmar'ın Arakan eyaletinde yaÅŸanan olayların gerisinde soykırım niyeti olduÄŸunu kayıt altına almıştır. Türkiye, Rohingaların güvenlik ve temel haklarının saÄŸlanmasına yönelik giriÅŸimleri ile ilk günden beri sürdürdüÄŸü insani yardım faaliyetlerine devam edecektir." dedi.
Afganistan'da yaklaşık 40 yıldır kesintisiz süren iÅŸgal, çatışma ve terör faaliyetlerinin küresel düzeyde sorunlara yol açtığını ifade eden ErdoÄŸan, bu kadim coÄŸrafyanın huzura ve güvenliÄŸe kavuÅŸmasının vaktinin geldiÄŸini, uluslararası toplumun bu konuda sorumluluk üstlenmesi ve çaba göstermesi gerektiÄŸini söyledi.
Bugün küresel barış ve huzura yönelik en büyük tehditlerden birinin de ırkçı, yabancı düÅŸmanı, ayrımcı ve Ä°slam karşıtı eÄŸilimlerdeki yükseliÅŸ olduÄŸuna dikkati çeken ErdoÄŸan, ÅŸu ifadeleri kullandı:
"Müslümanlar, nefret söylemine, kutsal deÄŸerlerine hakarete, ayrımcılığa maruz kalanlar arasında ilk sırada yer alıyor. GeçtiÄŸimiz mart ayında Yeni Zelanda'nın Christchurch ÅŸehrinde vuku bulan terör saldırısı, bunun en çarpıcı örneÄŸidir. Yeni Zelanda'da Müslümanları hedef alan terör saldırısı ne kadar yanlışsa Sri Lanka'da Hristiyanları veya Amerika'daki Yahudileri hedef alan terör eylemleri de o kadar yanlıştır. Bu hastalığın adeta bir çılgınlık haline dönüÅŸmesinin birçok sorumlusu vardır. Sorumluların en başında, bu tür eÄŸilimleri tahrik ederek oy kazanmaya çalışan popülist siyasetçiler ile ifade özgürlüÄŸü bahanesiyle nefret söylemlerini normalleÅŸtiren çevreler geliyor. Göçmenlere, özellikle Müslümanlara cehalet ve önyargıyla yaklaÅŸan, onları ötekileÅŸtiren herkes, bu hastalıklı akımların yükseliÅŸine çanak tutuyor."
Irkçılık belasının ancak ortak irade ve çabalarla defedilebileceÄŸini vurgulayan ErdoÄŸan, "Tepkimizi, hoÅŸgörüyü esas alan kapsayıcı bir söylem ve somut önlemlerle ortaya koymak biz devlet adamlarının en önemli görevidir. Bu kapsamda Sayın Genel Sekreter, geçtiÄŸimiz günlerde kuruluÅŸuna öncülük ettiÄŸimiz Medeniyetler Ä°ttifakı tarafından hazırlanan 'Dini Mekanların Korunmasına Yönelik Eylem Planı'nı açıkladı. Planın, bu konudaki farkındalığın artırılmasına yardımcı olmasını temenni ediyoruz. Buradan Christchurch saldırısının gerçekleÅŸtiÄŸi 15 Mart'ın BirleÅŸmiÅŸ Milletler tarafından 'Ä°slam DüÅŸmanlığına Karşı Uluslararası Dayanışma Günü' olarak ilan edilmesi çaÄŸrısında bulunuyorum." diye konuÅŸtu.
ErdoÄŸan, Ä°slam dünyasını Sünni-Åžii ayrımı baÅŸta olmak üzere, kendi iç kavgalarının zeminini oluÅŸturan ve esasen siyasi çıkar çatışmalarının aracı olarak kullanılan hususlarda derin bir muhasebeye davet etti.
"İnsanlığa karşı sorumluluklarımızı yerine getirmeye devam edeceğiz"
Türkiye'nin kadim dünyanın merkezinde yer alan bir coÄŸrafya olarak hem doÄŸunun, hem batının insani birikiminin varisi olduÄŸunu ifade eden ErdoÄŸan, ÅŸöyle konuÅŸtu:
"Dolayısıyla her iki dünyadaki geliÅŸmeleri de yakından takip etmek, sorumluluk üstlenmek, inisiyatif kullanmak mecburiyetindeyiz. Bugün burada sadece bir kısmını ifade edebildiÄŸim kriz baÅŸlıklarının tamamından doÄŸrudan veya dolaylı etkilenen bir ülke olarak, insanlığa karşı sorumluluklarımızı yerine getirmeye devam edeceÄŸiz. Adalet, ahlak, vicdan temelinde yeniden yapılandırılacak bir BirleÅŸmiÅŸ Milletler ve özellikle de Güvenlik Konseyi, insanlığa yeniden umut verecektir. Türkiye olarak, bu konuda atılacak her adımı desteklemeye, buna katkı vermeye hazırız. Bu anlayışla, 75'inci Genel Kurul BaÅŸkanlığı görevine talibiz. Bu önemli görev için Avrupa BirliÄŸi eski Bakanı ve halen Türkiye Büyük Millet Meclisinin DışiÅŸleri Komisyonu BaÅŸkanı Büyükelçi Volkan Bozkır'ı aday gösterdik. Tecrübeli bir diplomat ve siyasetçi olan Sayın Bozkır'ın bu sorumluluÄŸu baÅŸarıyla yürüteceÄŸine olan güvenim tamdır. Sizlerin de kendisine desteÄŸinizi esirgemeyeceÄŸinize inanıyorum."
"Herkes için özgürlük, barış, refah, adalet, huzurlu ve güvenli bir gelecek"
Halihazırda BirleÅŸmiÅŸ Milletlerin çeÅŸitli ajanslarının bölge yönetimlerine ev sahipliÄŸi yapan Ä°stanbul'u çok daha kapsamlı bir BirleÅŸmiÅŸ Milletler merkezi haline getirmek istediklerini belirten ErdoÄŸan, En Az GeliÅŸmiÅŸ Ülkeler Ä°çin BirleÅŸmiÅŸ Milletler Teknoloji Bankası'nın geçen yıl Ä°stanbul yakınlarında faaliyete geçtiÄŸini anımsattı.
ErdoÄŸan, geçen yılki genel kurulda gündeme getirdiÄŸi Ä°stanbul'da BirleÅŸmiÅŸ Milletler Gençlik Merkezi kurulması önerisine aldığı olumlu ve teÅŸvik edici yaklaşımdan duyduÄŸu memnuniyeti dile getirerek, sözlerini ÅŸöyle sürdürdü:
EÅŸbaÅŸkanı olduÄŸumuz BirleÅŸmiÅŸ Milletler-Arabuluculuk Dostlar Grubu'nun üye sayısı da 59'a ulaÅŸtı. Bu giriÅŸimi BirleÅŸmiÅŸ Milletlerden sonra Avrupa Güvenlik ve Ä°ÅŸbirliÄŸi TeÅŸkilatı ve Ä°slam Ä°ÅŸbirliÄŸi TeÅŸkilatı bünyesine de taşıdık. Karşı karşıya olduÄŸumuz her küresel meselede adil, hakkaniyetli, vicdanlı çözümler bulabileceÄŸimizin mümkün olduÄŸuna inanıyorum. Sözlerime ÅŸu temennilerle son veriyorum; herkes için özgürlük, herkes için barış, herkes için refah, herkes için adalet, herkes için huzurlu ve güvenli bir gelecek."
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, 74’üncü Genel Kurul çalışmalarının baÅŸarılı geçmesini diledi.
Sitemiz, hukuka, yasalara, telif haklarına ve kişilik haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir. Sitemiz, 5651 sayılı yasada tanımlanan .yer sağlayıcı. olarak hizmet vermektedir. İlgili yasaya göre, site yönetiminin hukuka aykırı içerikleri kontrol etme yükümlülüğü yoktur. Bu sebeple, sitemiz .uyar ve kaldır. prensibini benimsemiştir. Telif hakkına konu olan eserlerin yasal olmayan bir biçimde paylaşıldığını ve yasal haklarının çiğnendiğini düşünen hak sahipleri veya meslek birlikleri, İletişim bölümünden bize ulaşabilirler
| Rize Gündoğdu Haber | Rize | Rize Haberleri