Karakter boyutu :13 Punto15 Punto17 Punto19 Punto

Kılıçdaroğlu, "ÇAYKUR'un bu hale gelmesinde de çayın bu hale gelmesinde de en büyük kabahat politikacılardadır"

Kılıçdaroğlu,
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "ÇAYKUR'un bu hale gelmesinde de çayın bu hale gelmesinde de en büyük kabahat politikacılardadır. Bir politikacı olarak söylüyorum bunu." dedi.
24.09.2021 / 08:55


CHP Genel BaÅŸkanı Kemal KılıçdaroÄŸlu, bir dizi program kapsamında geldiÄŸi Rize'de kanaat önderleri, muhtarlar ve STK temsilcileriyle buluÅŸtu. "Rize'de, burada bütün kanaat önderlerinin önünde söyleyeyim, inÅŸallah oylarınızla iktidar olacağız, ben bu kaçak çayların tamamını toplayıp Rize meydanında yakacağım" ifadelerini kullanan CHP Lideri KılıçdaroÄŸlu,  "ÇAYKUR'un bu hale gelmesinde de çayın bu hale gelmesinde de en büyük kabahat politikacılardadır. Bir politikacı olarak söylüyorum bunu" dedi.



KılıçdaroÄŸlu, ÅŸehir merkezindeki Ramada Otel'de, "Rize Kanaat Önderleri, Muhtarlar ve STK BuluÅŸması" adı altında düzenlenen programda, toplumun belleÄŸinde siyasetin genellikle bir kavga aracı olduÄŸu algısının bulunduÄŸunu ancak güzel ÅŸeyler için yarışılabilmesi durumunda Türkiye'nin aydınlığa kavuÅŸturulabileceÄŸini söyledi.



Türkiye'nin kısır tartışmalardan çıkması gerektiÄŸini vurgulayan KılıçdaroÄŸlu, bu tartışmalardan çıkılması durumunda da ülkenin önünde hiçbir engelin duramayacağını aktardı.



KılıçdaroÄŸlu, bugün gelinen tablonun iç açıcı bir tablo olmadığını savunarak, "Öyle bir noktaya toplum taşındı ki komÅŸumuzun kimliÄŸini soruyoruz 'Acaba hangi kimlikten?' KomÅŸumuzun inancını soruyoruz 'Acaba hangi inançtan?' KomÅŸumuzun yaÅŸam tarzını soruyoruz 'Acaba hangi yaÅŸam tarzından?' Siyasetin konusu bunlar deÄŸildir." diye konuÅŸtu.



Esnafın, sanayicinin, çay ve fındık üreticilerinin, taÅŸeron iÅŸçilerin, apartman görevlilerinin, iÅŸçilerin, muhtarların sosyal kimlikler olduÄŸunu dile getiren KılıçdaroÄŸlu, bunların sorunlarının masaya yatırılması durumunda sorunların çözüleceÄŸini belirtti.



KılıçdaroÄŸlu, sosyal kimlikler üzerinden deÄŸil, kiÅŸinin elinde olmayan kimlikler üzerinden siyaset yapıldığını öne sürerek, kimsenin anne ve babasını seçme özgürlüÄŸüne sahip olmadığını ancak mesleÄŸini özgür iradesiyle seçebileceÄŸini söyledi.



Türkiye'de Rize, Karabük ve Kırıkkale'nin çok önemli üç il olduÄŸunu belirten KılıçdaroÄŸlu, Cumhuriyet kurulduÄŸunda küçük birer köy olan bu illerde yapılan yatırımları anlattı.



KılıçdaroÄŸlu, Kırıkkale'de entegre savunma sanayinin kurulduÄŸunu, Karabük'te demir çelik sanayinin önemli fabrikalarından birinin bulunduÄŸunu, Rize'nin ise bugün çay konusunda önemli bir marka olduÄŸunu aktardı.KılıçdaroÄŸlu, Rize'de kanaat önderleri, muhtarlar ve STK temsilcile galerisi resim 2 



"Yurt sorununu bitireceÄŸim"



Sosyal devletin gereÄŸinin yapılması durumunda herkesin kazanacağını, kaybedenin olmayacağını ifade eden KılıçdaroÄŸlu, böylece hiçbir çocuÄŸun yataÄŸa aç girmeyeceÄŸini, eÄŸitim için baÅŸka ile giden öÄŸrencinin de barınma sorunu yaÅŸamayacağını söyledi.



KılıçdaroÄŸlu, "İktidarımızda bir yıl içinde Türkiye Cumhuriyeti devletinde yurt sorununu bitireceÄŸim." ifadesini kullanarak, öÄŸrencilerin bir ve ikiÅŸer kiÅŸilik odalarda sıcak ve soÄŸuk su sorunu olmadan, geniÅŸ bant internet eriÅŸimi bulunan yerlerde kalacaklarını kaydetti.



"Yurt binası yapmak çok zor bir iÅŸ midir?" sorusunu yönelten KılıçdaroÄŸlu, sözlerini ÅŸöyle sürdürdü: "DeÄŸil. Bir de bununla ilgili bir kurum kurmuÅŸuz, adına da 'TOKİ' diyoruz. Sen lüks evler yapacağına, öÄŸrencilerimize yurt yapsana, senin görevin bu deÄŸil mi? Ama yapmadılar. Dolayısıyla bizler kavgacı siyasetten arınıp ülkenin geleceÄŸini düÅŸünen ve iyilikte yarışan bir siyaset zemini üzerine siyasetimizi inÅŸa etmeye çalışıyoruz. Bunu yaparsak baÅŸarılı oluruz."



KılıçdaroÄŸlu, Türkiye'de çay yetiÅŸtirilmeye, Gazi Mustafa Kemal'in görevlendirmesi ile yapılan araÅŸtırmaların ardından, 1937 yılında Batum'dan 20 ton ithal edilen tohumlar Rize'ye getirilerek baÅŸlandığını belirtti.



Türkiye'de çay üretimi ve sanayileÅŸme çalışmalarının tarihine iliÅŸkin de bilgi veren KılıçdaroÄŸlu, ÅŸunları kaydetti: "GiriÅŸi neden böyle yaptım biliyor musunuz? Dedim ya negatif siyasetten bir ÅŸey çıkmaz. Zaman zaman bizi eleÅŸtirirler, eleÅŸtirebilirler de. Biz, 'Cumhuriyet Halk Partisi her ÅŸeyi yüzde 100 doÄŸru yaptı.' diye bir iddiada bulunmuyoruz. EksiÄŸimiz de olur, yanlışımız da olur, kusurumuz da olur, kabahatimiz de olur. Önemli olan aynı kusuru, kabahati tekrar etmemektir. 'CHP'nin tek dikili aÄŸacı yok.' Peki bu fabrikayı kim kurdu kardeÅŸim? Az önce örnek verdim, Kırıkkale'de entegre savunma sanayini kim kurdu? EreÄŸli'deki demir çeliÄŸi kim kurdu? UÅŸak'taki ÅŸeker fabrikasını, yumurta satılarak kuruldu, kim kurdu? Kayseri'de 1921 yılında uçak fabrikasının temeli atıldı, 9 yıl sonra Kayseri'den kalkan ilk uçak Ankara'ya indi. Ankara Etimesgut'ta uçak fabrikası, motorlarının temeli atıldı. 1940'lı yıllarda dünyaya uçak ihraç eden 5 ülkeden birisiydik. Kendi tarihimize yabancılaÅŸtık biraz. Kendi tarihimizi iyi bilmeliyiz ve çocuklarımıza da iyi öÄŸretmeliyiz."



KılıçdaroÄŸlu, bugün ÇAYKUR'a ait 47, özel sektöre ait de 160 fabrika olduÄŸunu, Rize'nin ana omurgasını çayın oluÅŸturduÄŸunu söyledi.



Çayın ülkeye yarattığı katma deÄŸerin 3 milyar dolar olduÄŸunu belirten KılıçdaroÄŸlu, "3 milyar dolar Rize için iyi bir rakam. Yeter mi? Hayır. Artması mı lazım? Evet artması lazım. Bu hayat standardına hiç kimseyi mahkum edemeyiz. Bu hayat standardının üstüne çıkartmalıyız. O zaman biz dünyayla rekabet edebiliriz, o zaman daha güçlü olabiliriz. Bunu yapmamız lazım." dedi.



KılıçdaroÄŸlu, Türkiye'nin 1963 yılına kadar çay ithal ettiÄŸini, anılan yıl itibarıyla Rize'deki çay üretiminin Türkiye'deki çay tüketimini karşıladığını belirtti.



CHP Genel BaÅŸkanı KılıçdaroÄŸlu, Türkiye'de yılda 240 milyon bardak çay içildiÄŸini de dile getirdi.



Üreticilerin sorunlar yumağı ile karşı karşıya kaldığını savunan KılıçdaroÄŸlu, çay üreticilerinin sadece gübre konusunda örgütlü olduklarını, diÄŸer alanlarda gerçek anlamda örgütlü olmadıklarını, örgütlü olmaları durumunda daha güçlü olabileceklerini ifade etti.



Rize'de 2002'de 203 bin 28 olan çay üretici sayısının 2019'da 199 bin 645'e düÅŸtüÄŸünü kaydeden KılıçdaroÄŸlu, ÅŸöyle devam etti: "Çay üretimi konusunda tekel olan Rize, bu tekelin hakkını alamadığı için veya bu tekelin hakkı teslim edilemediÄŸi için dışarıya göç veriyor. Üzerine kar düÅŸen çay yaprağı dünyada sadece Türkiye'de var. Bu çok ama çok önemlidir. Çayın kalitesi açısından, damak tadı açısından çok önemlidir. Bunu dünyaya anlatamadık çünkü Ar-Ge çalışmaları yaptıramadık. Bu konuda hükümetlerin de eksiÄŸi var, Ar-Ge çalışmaları yapılmalıydı, daha kaliteli, daha nitelikli çay ve bunun dünyaya tanıtımı yapılmalıydı, bu yapılmadı."



- "Üretimde istikrar aynı zamanda fiyatta istikrar demektir"



KılıçdaroÄŸlu, çay fiyatlarının düÅŸüklüÄŸünün her sene gündeme geldiÄŸini belirterek, "Her sene olur bu. Fındıkta ve çayda 'Vay efendim çay fiyatı böyle, taban fiyat ÅŸöyle' ve bu bir istikrarsızlığı besliyor. Oysa üretimde istikrar aynı zamanda fiyatta istikrar demektir." diye konuÅŸtu.



Çay üretiminde, fiyatlandırılmasında bir istikrara ihtiyaç olduÄŸunu dile getiren KılıçdaroÄŸlu, yaÅŸlanan çay bahçelerinin de yenilenmesi, bu konudaki teÅŸvikin biraz daha güçlü olması gerektiÄŸini söyledi.



KılıçdaroÄŸlu, ÇAYKUR'un çay iÅŸleme kapasitesinin düÅŸük olduÄŸunu ifade ederek, ÅŸunları kaydetti: "Bu kapasitenin yükseltilmesi lazım. Çünkü ÇAYKUR ÅŸu anda çay üreticisini bir anlamda manipüle eden bir kuruma dönüÅŸmüÅŸ durumda. 'Ben almıyorum.' diyor, 'Kapasitem doldu.' diyor. 'Nereye gideceÄŸim?' 'Oraya gideceksin, özel sektöre.' O da taban fiyatın altında veriyor, bu çayın da beklemeye tahammülü yok. Buzdolabı deÄŸil, otomobil deÄŸil, çamaşır makinesi deÄŸil. Aldın aldın, almadıysan çöp sepetine atacaksın. DüÅŸük fiyata mahkum ediyor sizleri. Dolayısıyla kapasitenin artırılması lazım rekabetin saÄŸlıklı oluÅŸması açısından. EÄŸer özel sektör de bu iÅŸe girecekse."



ÇAYKUR'un yönetiminde üreticilerin olmadığını belirten KılıçdaroÄŸlu, "ÇAYKUR bir kamu kuruluÅŸu ise onun yönetiminde üretici de olacak. Ziraat odası baÅŸkanı aynı zamanda ÇAYKUR yönetiminde de görev alacak çünkü üreticinin derdini dile getirecek orada." dedi.



KılıçdaroÄŸlu, "ÇAYKUR'un bu hale gelmesinde de çayın bu hale gelmesinde de en büyük kabahat politikacılardadır. Bir politikacı olarak söylüyorum bunu." ifadesini kullanarak, ÅŸöyle konuÅŸtu: "Her zaman 'Oyu bir ranta nasıl çevirebiliriz?' anlayışı içinde 'Fiyat ÅŸöyle olacak, taban fiyat böyle olacak', ya objektif bir kural koyarsanız herkes bilir ki 'Ben seneye ne kazanacağım? Benim elimde çay kalmayacak. Ben bunu makul bir fiyatla satacağım.' Bunun kuralını koyarsın, objektif bir fiyat koyarsın çay üreticisi de rahat eder, özel sektör de kamu da herkes bilir ne yapacağını. Bir belirsizlik ortamı içinde çay üretimi yıllardır devam ediyor, belirsizlik ortamında politikacılar 'Nasıl ranta çevirebiliriz, nasıl oy alabiliriz, nasıl üreticiyi kandırabiliriz?' arayışı içine giriyorlar. Bu da son derece tehlikeli bir yöntemdir."



- "Binlerce ton kaçak çay geliyor ve tüketiliyor"



KılıçdaroÄŸlu, bir baÅŸka sorunun ise kaçak çay olduÄŸunu kaydederek, "Ben bazen eleÅŸtiririm, derim ki 'Ya bu sınırlar yol geçen hanına döndü.', kızarlar bana. Peki bu kaçak çaylar nereden geliyor? Rize mi üretiyor kaçak çayı? Hayır. Hakkari mi? Hayır. Çankırı mı? Hayır. İstanbul mu? Hayır. Nereden geliyor bu kaçak çay?" diye konuÅŸtu.



Binlerce ton kaçak çayın ülkeye geldiÄŸini ve tüketildiÄŸini belirten KılıçdaroÄŸlu, "Arayanı var mı? Yok. Soranı var mı? Yok. Nasıl oluyor? Fırından buyurun ekmek çalın bakayım, hemen yakalar sizi götürürler deÄŸil mi? 'Niye hırsızlık yaptın?' diye. Karnı aç ekmek çalıyor. Binlerce ton kaçak çayı Türkiye'ye sokuyorsunuz, tüketiliyor her yerde ÅŸakır ÅŸakır, kimsenin sesi bile çıkmadı." ifadesini kullandı.



KılıçdaroÄŸlu, çay bahçelerini gezdiÄŸini ve orada da söylediÄŸini dile getirerek, ÅŸunları kaydetti: "Rize'de, burada bütün kanaat önderlerinin önünde söyleyeyim, inÅŸallah oylarınızla iktidar olacağız, ben bu kaçak çayların tamamını toplayıp Rize meydanında yakacağım. Bu ülkenin insanının alın terini çalıyorlar. Bu insanların tek geçim kaynağı çay, elinden alıyorsun bunu, kaçak çayı sokuyorsun, her tarafta ÅŸakır ÅŸakır satılacak, kimsenin sesi çıkmıyor. Peki o çay üreticisinin hakkını kim savunacak? Adaleti kim gerçekleÅŸtirecek? Bunu yapacağız, desteÄŸinizle, dostlarımızla beraber biz bunu yapacağız."



Çayda ihracat miktarının çok düÅŸük olduÄŸunu savunan KılıçdaroÄŸlu, bunun nedeninin de çayın kalitesinin artırılamaması olduÄŸunu, bunu artırmak için çalışmak, Ar-Ge yapmak gerektiÄŸini söyledi.



KılıçdaroÄŸlu, Türkiye'nin 2006 yılından itibaren çayda net ithalatçı konumuna düÅŸtüÄŸünü, ihracattan fazla çay ithal edildiÄŸini, ayrıca 50 bin ton kuru kaçak çayın da ülkeye girdiÄŸi yönündeki eleÅŸtirilerini dile getirdi.



Türkiye'nin 2003-2021 döneminde ithal ettiÄŸi 172 bin ton kuru çaya 412 milyon dolar ödediÄŸini belirten KılıçdaroÄŸlu, "Sadece 2020 yılında, 22 bin 500 ton kuru çay ithal etmiÅŸiz, 46 milyon dolar para vermiÅŸiz. Bu yılın ilk 7 ayında 12 bin 800 ton kuru çay ithal etmiÅŸiz, 27 milyon dolar ödeme yapmışız. 27 milyon doları biz çay üreticisine versek ne olurdu? Yabancıya vereceÄŸimize kendi insanımıza verseydik. Çayın kalitesini artırsaydık, Ar-Ge'ye önem versek, reklamını iyi yapsak ne olurdu?" dedi.



KılıçdaroÄŸlu, sorunların çözümüne iliÅŸkin ÅŸu görüÅŸlerini paylaÅŸtı: "Bir, ÇAYKUR'un yönetiminde mutlaka üretici temsilcisi olması lazım. Birinci temel kuralımız o, üretici temsilcisi olması lazım. İki, Ar-Ge'ye önem vermek lazım, özellikle buradaki üniversitenin çay konusunda Ar-Ge'ye özel bir ağırlık vermesi lazım. Çayın niteliÄŸini, kalitesini artırmak için ne gerekiyorsa onun yapılması lazım ve bunun dünyaya tanıtılması lazım. Türk çayının damak zevki açısından ne kadar deÄŸerli olduÄŸunu anlatmamız lazım. Organik çay üretimine özel bir ağırlık, özel bir teÅŸvik verilmesi lazım. Gübre dolayısıyla çay bahçelerinin ciddi sorunlar yaÅŸadığının farkındayız, ama bunu belli bir zaman dilimi içinde çözmek mümkündür."



Kaçak çay ticareti ile ciddi bir mücadele yapmak gerektiÄŸini yineleyen KılıçdaroÄŸlu, "Kaçak çayın Türkiye'ye geliÅŸine imkan veren siyaset kurumudur, güvenlik güçleri deÄŸil. EÄŸer siyaset kurumu dese ki güvenlik güçlerine, 'Ben size müdahale etmeyeceÄŸim, yakalayın, koyun Rize meydanına ve yakın. Ders alsınlar, bir daha kimse yapmasın.' Bu söylenmediÄŸi için kaçak çay rahatlıkla geliyor." dedi.



KılıçdaroÄŸlu, "Tipik bir örnek vereceÄŸim." diyerek, sözlerini ÅŸöyle sürdürdü: "Kilolarca uyuÅŸturucu yakalandı, Mersin Limanı'nda yakalandı, Dilovası'nda kilolarca, hatta tonlarca diyeyim daha doÄŸrusu uyuÅŸturucu yakalandı. Emniyet gitti buldu, yakaladı. Hiçbir savcı soruÅŸturma dahi açamıyor, hiçbir savcı. Bir savcı neden soruÅŸturma açma görevini yerine getirmez? Baskın siyaset olduÄŸu için yoksa savcı soruÅŸturma açar, açmaz olur mu? Ekmek çalanı yakalıyorsun, hemen götürüyorsun. Tonlarca uyuÅŸturucu gelecek, soruÅŸturma açan yok. Tonlarca kaçak çay gelecek, kimsenin haberi olmayacak. Hepimiz görüyoruz artık."



CHP Genel BaÅŸkanı Kemal KılıçdaroÄŸlu, "Bazı bölgeler vardır ki devletler açısından o bölgeler stratejiktir. Çay, Rize için stratejik bir üründür." dedi.



KılıçdaroÄŸlu, "Rize Kanaat Önderleri, Muhtarlar ve STK BuluÅŸması" adı altında düzenlenen programda yaptığı konuÅŸmada, hasat edilen çayların, üretim zincirine gelinceye kadar kontrol edilmesi gerektiÄŸini söyledi.



YaÅŸ çay taban fiyatına deÄŸinen KılıçdaroÄŸlu, "Öyle her sene 'Taban fiyat ÅŸöyle oldu, taban fiyat böyle oldu.' Maliyet artı kar. Maliyeti kaç kardeÅŸim dönümünde? Maliyeti bellidir, kullandığın gübre bellidir, emeÄŸi bellidir, iÅŸçiliÄŸi bellidir. Maliyeti bulacaksınız. Kiminle? Ziraat Odası baÅŸkanı gelecek, dönümüne ÅŸu kadar harcama yapıyoruz, üzerine farklı bir kar vereceksiniz ve diyeceksiniz ki bu taban fiyattır. Bunun altında özel sektör dahil çay almayacak." diye konuÅŸtu.



KılıçdaroÄŸlu, yaÅŸ çay üreticisinin korunması gerektiÄŸini kaydederek, ÅŸöyle devam etti: "Gübre fiyatı, ilaç fiyatı arttı. Yok kardeÅŸim. Ben maliyetimi bilirim. Maliyetimin üzerine makul bir kar koyarım. KoyduÄŸum karı, Ziraat Odası baÅŸkanı gelir, 'Evet bu makul bir fiyattır.' der. Çiftçi, üretici, bundan zarar etmez. Bu taban fiyatın altında hiç kimse mal almayacak. İstiyorsa vatandaÅŸ daha yüksek bir fiyata satsın ama taban fiyatın altına, üreticiyi zarar ettirecek bir politikaya izin verilmemesi lazım. Çay boÄŸazımızdan inerken üreticinin de kazandığını bilmeliyiz. Dökülen alın terinin kadrini kıymetini bilmeliyiz."



Çay bahçelerinin fındık bahçeleri gibi bölündüÄŸünü belirten KılıçdaroÄŸlu, "Bazı bölgeler vardır ki devletler açısından o bölgeler stratejiktir. Çay, Rize için stratejik bir üründür. Çay dışında baÅŸka ürün yok. Halkın büyük çoÄŸunluÄŸunun geçim kaynağı Rize ve Artvin'de çaydır. Balıkçılık var ama onun da mevsimi var. Stratejik ise burayla ilgili kararları uzun dönemli almak zorundasınız." ifadelerini kullandı.



KılıçdaroÄŸlu, çayda gübre fiyatlarının çok arttığını ifade ederek, "Gübreciye soruyorsunuz, 'Dolar arttı. Ham maddesini dışarıdan alıyorum. Ben artırmazsam zarar edeceÄŸim, dışarıdan gelmeyecek.' Siyaset kurumu ne yapacak? Türkiye'de üretmeliyiz. Neden dışarıdan alıyoruz? Gübre üretemiyor muyuz? Fabrika kuramıyor muyuz? Eti, nohudu, canlı hayvanı neden dışarıdan getiriyoruz, kendimiz üretmiyoruz?" dedi.



ÇAYKUR Genel MüdürlüÄŸünün özel sektör çay fabrikaları ile sözleÅŸme imzalayabilmesi gerektiÄŸini kaydeden KılıçdaroÄŸlu, çay üreticilerini korumak için çay borsası kurulmasını istedi.



- "ÇAYKUR'un Türkiye Varlık Fonundan çıkarılması lazım"



KılıçdaroÄŸlu, ÇAYKUR'un Varlık Fonuna devredilmesinin doÄŸru olmadığını savunarak, ÅŸöyle devam etti: "ÇAYKUR'un Türkiye Varlık Fonundan çıkarılması lazım. Diyeceksiniz, 'Türkiye Varlık Fonu, bütün varlık orada. ÇAYKUR'u neden çıkarıyorsunuz?' Kim Varlık Fonuna girdiyse kurum tamamen zarar ediyor ÅŸimdi. Örnek mi, ÇAYKUR'u vereyim size. 2015 yılında ÇAYKUR'un karı 22 milyon 700 bin, 2016 yılında 82 milyon 100 bin lira, 2017 yılında Varlık yönetimine devrediliyor ÇAYKUR. 2017 yılında, bir yıl önce 82 milyon kar eden ÇAYKUR 267 milyon lira zarar ediyor. 2018 yılında 618 milyon lira zarar ediyor, 2019 yılında 635 milyon lira, 2020 yılında 547 milyon zarar ediyor. Dönüp size ÅŸunu söyleyecekler: ÇAYKUR'u kapatmamız lazım, ÇAYKUR zarar ediyor. ÇAYKUR kapatılacak, sizi sadece özel sektöre teslim edecekler. O nedenle ÇAYKUR'un Varlık Fonundan kesinlikle süratle çıkarılması lazım. Eskiden kar eden ÇAYKUR neden, hangi gerekçe ile zar ediyor? Kim batırdı, niye batırdı? Madem çay Rize için bir stratejik sektörse çayı koruması gereken ÇAYKUR da stratejik bir kurumdur. Böyle bakmadığınız takdirde Rize'yi ayaÄŸa kaldıramazsınız."



Çayın kanuna ihtiyacı olduÄŸunu dile getiren KılıçdaroÄŸlu, "Yeni bir Çay Kanunu çıkması lazım. Bütün bunları dikkate alarak bir çay kanunu teklifi hazırladık. Hazırlayan kiÅŸi Sayın Mehmet BekaroÄŸlu, Artvin ve Trabzon, diÄŸer milletvekillerimiz de imza attı. Haberi olmayanların bu teklife bakmalarını istiyoruz. SöylediÄŸim bütün bu eleÅŸtirileri kapsayacak ÅŸekilde ve her Rizeli demeli ki 'Bu kanun çıkmalı.' 'CHP muhalif, bu kanun teklifini kabul etmiyoruz.' diyebilirler. Bunu siyaseten makul görebiliriz. O zaman siz verin, biz destek verelim. Sorunu birlikte çözelim." diye konuÅŸtu.



KılıçdaroÄŸlu, sorunları çözmek için çalıştıklarını belirterek, "Bir sorunu ne kadar iyi çözeceÄŸimiz konusunda, dersimize ne kadar iyi çalıştığımızı bilmenizi isterim. 27,5 yılını devlete veren, 27,5 yılda vergi nasıl toplanır, para nasıl harcanır, israf nasıl önlenir, bütçe nasıl yapılır? 27,5 yılımı buna verdim devlette. O nedenle bir sorun var ki sorunu çözmek için önce sorunu yaÅŸayanlarla konuÅŸmamız gerektiÄŸini çok iyi bilen birisiyim. Sorunu yaÅŸayanı dinlemezseniz sorunu çözemezsiniz." deÄŸerlendirmesinde bulundu.



Ekonomik Sosyal Konseyin Türkiye'de artık toplanmadığını ve bunun yanlış olduÄŸunu savunan KılıçdaroÄŸlu, "Ekonomik Sosyal Konseyin üç ayda bir toplanması lazım. Eskiden üç ayda bir toplanırdı. En son ne zaman toplandı? 5 Åžubat 2009. Hangi yıldayız? 2021. Ekonomik Sosyal Konsey hiç toplanmadı ve bu bir anayasal kurum. Demek ki devlet iyi yönetilmiyor, liyakatle adaletle yönetilmiyor. Soruna kilitlenmiyor. Sorunu çözme iradesi yok. Bir iktidar çoklu organ yetmezliÄŸi ile karşı karşıya kalırsa ülke sorunlarını çözemez. Tam aksine kendi sorunların kaynağı olur." dedi.



- "Muhtarlar demokrasinin temel taşıdır"



KılıçdaroÄŸlu, muhtarlık kurumunun çok deÄŸerli olduÄŸunu vurgulayarak, ÅŸöyle devam etti: "Biz muhtarlığı demokrasinin temel taşı olarak adlandırırız. Muhtarlar demokrasinin temel taşıdır. Muhtar arkadaÅŸlarım, 'Bu kadar milletvekili, bakanlar varken biz mi demokrasinin temel taşı oluyoruz?' diyebilir. Evet, bu topraklarda yapılan ilk seçim, Kastamonu'nun TaÅŸköprü ilçesinde bir muhtarlık seçimidir. Yani demokrasiyi bir yerden baÅŸlatacaksak bu topraklarda ilk seçim bir muhtarlık seçimidir. Demek ki muhtarlık bu kadar köklü bir kurumdur."



Kemal KılıçdaroÄŸlu, 82 ayrı kanunda 354 maddede muhtarın adının geçtiÄŸine iÅŸaret ederek, "Ne siz bilirsiniz ne ben bilirim, ama siz muhtarsınız bilmiyorsunuz, bilemezsiniz. Neden muhtarlığın tek bir kanunu yok, bağımsız kanunu yok? Muhtarlar bütün görev, yetkilerini orada görebilseler. Bunun için kanun teklifi hazırladık. Bütün muhtar kuruluÅŸlarına gönderdik. 'EksiÄŸimiz, hatayı görmemiÅŸ olabiliriz. Bize bildirin.' dedik. Geldi görüÅŸler aldık, teklifi verdik." dedi.



Seçimlerde muhtarların birleÅŸik oy pusulasının olmadığını ifade eden KılıçdaroÄŸlu, "Girersiniz kabine, beÄŸenmediÄŸiniz muhtarın seçim kağıdını alırsınız, cebinize koyarsınız. O muhtara oy vermek isteyen bakar, oy kağıdı yok. Sizin birleÅŸik oy pusulanızın olması gerekir. Bu, seçime ciddiyet kazandırır. Bütün muhtarlar olmalı ve vatandaÅŸ ona göre oy vermeli." diye konuÅŸtu.



KılıçdaroÄŸlu, yerel yönetim ile muhtar seçiminin ayrılması için bir çalışma yapıldığını, bunun çok büyük bir yanlış olduÄŸunu kaydederek, "Hangi muhtar gidecek ev ev 'oy kullanın' diye dolaÅŸacak? Sizin böyle mali gücünüz yok. Sanki size bütçe tahsis edilmiÅŸ de siz bu sürede çalışıp milleti sandığa getireceksiniz. Yerel seçimlerde muhtar da belediye baÅŸkanı da önemli bir aktördür. Buna karşıyız, bilginiz olsun. Böyle bir teklif gelirse siz de karşı olun." ifadelerini kullandı.



CHP belediyeleri tarafından muhtar evleri yapıldığını aktaran KılıçdaroÄŸlu, "GiriÅŸi, vatandaşın bekleme yeri var. Herkes muhtar evi olduÄŸunu bilmeli. Kirada oturan muhtarlar biliyorum. Gecekondu gibi yerde oturan muhtar biliyorum. Bu neyin ayıbıdır? Demokrasinin ayıbıdır. Milletin oyu ile gelmiÅŸ ise onun asgari standartlarda bir yerde oturması lazım. Bu çok mu zor? Hayır efendim çok basit, rahatlıkla yapılabilir." dedi.



KılıçdaroÄŸlu, CHP belediyelerine, mümkün olması halinde her muhtarlığa bir yardımcı belediye personeli tahsis etmelerini söylediklerini belirterek, ÅŸunları kaydetti: "Tahsis ettiler. Muhtar bir yere gittiÄŸinde yardımcı personel gelen vatandaÅŸ ile ilgileniyor ama bu yeterli deÄŸil. EÄŸer yardımcı personeli belediye görevlendirirse muhtar belediye baÅŸkanını rahat eleÅŸtiremez. EleÅŸtirirse 'Bak personelimi geri çekiyorum.' der. Onun için yasal olarak bir kiÅŸinin tahsis edilmesi gerektiÄŸini savunuyorum. Onu dediÄŸimde kıyamet koptu. 'Vay efendim, sen bunu nasıl dersin?' Nasıl demeyeyim? 10 milyonu aÅŸkın iÅŸsiz var. Muhtarın yanında genç olsa, gelen vatandaşı karşılasa, bilgisayarın, daktilonun başında talepleri alsa yazsa, dosyaları sıralasa çok mu zor? Köy tüzel kiÅŸiliklerinin yeniden saÄŸlanması lazım. Köy tüzel kiÅŸiliklerinin mallarının iade edilmesi lazım. Muhtarlığın ayrıca bir bütçesi olması lazım. Sizin bir bütçeniz yok. Mahallede muhtarlık yapıyorsunuz. VatandaÅŸlar emlak vergisi ödüyor mu? Nereye ödüyor? Belediyeye ödüyor. Siz de orada görev yapıyorsunuz. O mahallede toplanan emlak vergisinin yüzde 1'i muhtarlığın bütçesi olsa ayıp mı olur? Fakir fukara belediye baÅŸkanına ulaÅŸamaz, milletvekiline, bakana, cumhurbaÅŸkanına ulaÅŸamaz. En rahat ulaÅŸtığı kiÅŸi mahalle veya köyün muhtarıdır."



Mahalledeki fakir öÄŸrencilerin eÄŸitim harcamalarının muhtarlık bütçelerinden karşılanabileceÄŸini dile getiren KılıçdaroÄŸlu, "Sosyal yardımlar dağıtılıyor, çok dertliyim. Hiçbir sosyal devlet, o devleti yöneten hükümet, insanların onuru ile oynamaz. Onun yoksulluÄŸunu teÅŸhir etmez. YoksulluÄŸu teÅŸhir etmek ayıp bir ÅŸeydir. İnsanın onurunu zedelemektir." diye konuÅŸtu.



KılıçdaroÄŸlu, mahalle ile ilgili belediye meclisinde alınan kararlardan muhtarların çoÄŸu zaman haberi olmadığını savunarak, "Sizin mahalleniz ile ilgili belediye meclisinde bir konu görüÅŸülecek ise muhtar mutlaka o toplantıya katılmalı, söz ve karar sahibi olmalı. DoÄŸru veya yanlışı gerekçeleri ile söyleyebilmeli. Mahalle ile ilgili karar alıyorsunuz, mahallenin seçtiÄŸi muhtarın haberi yok. Olmaz, o zaman demokraside bir aksama olur. Bir anlamda onu tasfiye etmiÅŸ oluruz." dedi.



Muhtarlığın bir kamu kuruluÅŸu olarak adlandırılmadığını aktaran KılıçdaroÄŸlu, "O nedenle belediyeler, muhtarlar ile proje geliÅŸtiremez, yasak çünkü. Peki muhtarlar talep ediyor mu? Etmiyor. Çünkü, çoÄŸunun haberi yok. Muhtarlığı bir kamu kurumu olarak adlandırmak lazım. Muhtarlık kurumunu yükseltmek lazım. Temel muhtardır, onun üstüne demokrasi yükselir." ifadelerini kullandı.



KılıçdaroÄŸlu, muhtarlara ödenek verildiÄŸini, hasta ve izinli olduklarında ödeneÄŸin kesildiÄŸini kaydederek, "Milletvekilinin, belediye baÅŸkanı, bakan, cumhurbaÅŸkanı kesiliyor mu? Hayır. Onlar da seçim ile geldi. Åžimdi bakanlar seçimle gelmiyor. Siz de seçimle geldiniz. Niye size maaÅŸ baÄŸlanmıyor, ödenek veriliyor? Bir ay izin aldınız mı kesiliyor. Belediye baÅŸkanı maaÅŸ alıyorsa siz de seçildiniz ve maaÅŸ almanız gerekir. Çok yüksek, düÅŸük ayrı, ama asgariden bir aylığınızın olması lazım." diye konuÅŸtu.



Muhtarların icra tebligatları ile çok uÄŸraÅŸtığını ve anayasada angaryanın yasak olduÄŸunun belirtildiÄŸini aktaran KılıçdaroÄŸlu, "Tebligatta yetki göreviniz var mı? Bir karşılığı var mı? PTT'de memur, tebliÄŸ ederken aylık alıyor deÄŸil mi? Size aylık vermiyorlar. Bu da sizi haklı kılıyor." deÄŸerlendirmesinde bulundu.



Türkiye Muhtarlar BirliÄŸinin kurulmasıyla demokrasinin güçlenmesinin saÄŸlanabileceÄŸini belirten KılıçdaroÄŸlu, "Türkiye'de temel sorun demokrasinin zaafa uÄŸramış olmasıdır. Demokrasiyi güçlendirmeyi temellerden baÅŸlayarak yukarı doÄŸru büyütmeliyiz." dedi.



- "Sorunu çözecek kiÅŸiyi ithal etmeyeceÄŸiz, kendimiz çözeceÄŸiz"



KılıçdaroÄŸlu, basına kapalı gerçekleÅŸecek bölümde her türlü soruya açık olduÄŸunu, hiç bir sorunun kendisini üzmeyeceÄŸini, açık ve ÅŸeffaf ÅŸekilde cevaplandıracağını söyledi.



"Bir helalleÅŸme yapmamız lazım." ifadesini kullanan KılıçdaroÄŸlu, sözlerini ÅŸöyle tamamladı: "Siz bizi, bizi sizi tanıyalım. Gelip çayınızı içtik mi, derdinizi dinledik mi? Oturduk Ankara'da tumturaklı laflar ettik ve dedik ki 'Gelin bize oy verin.' Niye versin? Sen derdiyle ilgilendin mi? Derdini çözdün mü? Onun için bir helalleÅŸme dönemi. Oturup konuÅŸacağız. Memleketin gidiÅŸi iyi deÄŸil. Ben de biliyorum. Her bir vatandaşımız, hepimiz de biliyoruz. Sorunu çözecek kiÅŸiyi ithal etmeyeceÄŸiz, kendimiz çözeceÄŸiz. VatandaÅŸ olarak bir araya geleceÄŸiz, oturup konuÅŸacağız. Akıl akıldan üstündür. Devleti adaletle yöneteceÄŸiz. Devletin dini nedir? Devletin dini adalettir. Bizim partili, öbür partili, bu partili olmaz. Liyakat ile yöneteceÄŸiz. İşi ehline vereceksiniz. İşi ehline vermezseniz devleti yönetemezsiniz. Benim adamım gelsin, öbür adam gelsin, öbürü gitsin. Muhtara bunu verme ama benim yandaşıma 5 maaÅŸ vereceÄŸim, 6 maaÅŸ vereceÄŸim. Yandaki komÅŸu aç, olmaz. Bu adaleti saÄŸlayacağız."






Bu haber toplam 441 defa okundu
YAZARLAR
 
Anasayfa |

Reklam Verin |

Sitene Haber Ekle |

Bize Ulaşın

  © 2010 YzC Haber Portalı                             Yazılım ve Tasarım: Serdar YAZICI
Sitemiz, hukuka, yasalara, telif haklarına ve kişilik haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir. Sitemiz, 5651 sayılı yasada tanımlanan .yer sağlayıcı. olarak hizmet vermektedir. İlgili yasaya göre, site yönetiminin hukuka aykırı içerikleri kontrol etme yükümlülüğü yoktur. Bu sebeple, sitemiz .uyar ve kaldır. prensibini benimsemiştir. Telif hakkına konu olan eserlerin yasal olmayan bir biçimde paylaşıldığını ve yasal haklarının çiğnendiğini düşünen hak sahipleri veya meslek birlikleri, İletişim bölümünden bize ulaşabilirler | Rize Gündoğdu Haber | Rize | Rize Haberleri haberler