Karakter boyutu :13 Punto15 Punto17 Punto19 Punto

CHP, her zamanki CHP

CEMALETTÄ°N SAK
1923'te Türkiye Cumhuriyeti Devleti ilân edildiğinde, 1922'lerde Millî Mücadele sırasında başlayan batıyla ilişkili diplomasi, daha da geliştirildi.
10.09.2011 / 00:00

Atatürk'ün dış politikası batıya yönelikti. Zira batılı demokratik devletler gibi demokratik bir geliÅŸimin ve ilerlemiÅŸ bir Türkiye'nin özlemini duyuyordu. 1926'daki Ankara AnlaÅŸması'na gelinceye kadar Mîsâk-ı Millî sınırlarının geriye çekilmemesi gerektiÄŸini söylemiÅŸ ve Kerkük, Musul baÅŸta olmak üzere özellikle Hatay'ın Türkiye'ye ilhâkı konusunda samimiyetle gayret göstermiÅŸtir.

Bu arada, Afganistan, Ä°ran, Irak gibi ülkelerle ve Balkan ülkeleriyle diplomatik münasebetler geliÅŸtirilmiÅŸtir. Ancak, Atatürk'ün hayalindeki Türkiye bu deÄŸildi. O, Osmanlı'ya tepkili olsa da Düvel-i Muazzama içinde yer alan Osmanlı'nın mirası üzerine kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin küresel bir güç hâline gelmesini hayal etmiÅŸtir. Atatürk'ün bu idealleri ikinci adam Ä°nönü ve CHP yetkililerince hiçbir zaman doÄŸru anlaşılmamış; bilhassa vefatından sonra Ä°kinci Dünya Savaşı bahane edilerek Türk dış politikası atâlete ve pasivizme mahkûm edilmiÅŸtir. Özellikle Åžeflik Dönemi'nde yönetimin çekingenliÄŸi âdeta bir zillet haline bürünmüÅŸ; SavaÅŸtan sonra bize sunulan Oniki Ada'nın dahi alınmasına cesaret edilememiÅŸtir.

***

Rahmetli Menderes döneminde, batılı ittifaklar içindeki aktif rolümüz ve özellikle Kıbrıs konusunda imzaladığımız Londra ve Zürih AnlaÅŸmaları bu sönük dış politika içinde geçici olarak yıldızlar gibi parlamıştır. 27 Mayıs'tan sonra DP'nin mirasına oturarak iktidâra gelen AP'nin ve Demirel'in dış politika konusundaki görüÅŸleri ve tutumu aynen Åžeflik Dönemi'nin devamı gibi deÄŸiÅŸmeden süregelmiÅŸtir. Bu arada, bu klasik pasivist dış politikaya istisna olarak Ecevit'in Barış Harekâtı'nı görüyoruz.

Merhum Özal, bu klasik somnambül dış politikayı deÄŸiÅŸtirmeye çok uÄŸraÅŸmış ve belirli mesafeler kat edebilmiÅŸtir. Ancak, hayal ettiÄŸi dinamik ve güçlü dış politikayı uygulama konusunda hep engellenmiÅŸtir. Gene de Türkiye'yi sabit bir uydu ekseninden alıp, çok taraflı dünya iliÅŸkilerinin ortasına getirebilmesi O'nun için büyük bir baÅŸarıdır.

Recep Tayyip ErdoÄŸan, Abdullah Gül ve Ahmet DavutoÄŸlu üçlüsü, Türk dış politikasında gerçek bir devrime imza atmıştır. Türkiye, daha dokuz sene önce kangrenleÅŸmiÅŸ dış politika sorunlarıyla vaktini heba eden, sadece kendi bölgesinde sesini duyurabilen ve dış politika bakımından dünyada fazla etkili olamayan bir ülkeydi. Türkiye'nin dış politikası, bu kısa dönem zarfında köklü bir deÄŸiÅŸime uÄŸramış ve Türkiye sadece bir bölge ülkesi olmaktan çıkarak, dünya çapında tesirli olan önemli bir küresel faktör hâline gelmiÅŸtir. Bunu görmemek için ya kör ya da nankör olmak lâzımdır.

AK Parti siyasî iktidarının ve BaÅŸbakan ErdoÄŸan'ın dünya politikasındaki rolünü bir tek bizim CHP dışında takdir etmeyen yoktur. Bugün ErdoÄŸan, Gül ve DavutoÄŸlu dünyanın en tanınmış ve baÅŸarılı politikacıları arasında sayılmaktadır. CHP'nin ana muhalefet partisi olarak bazı tenkitlerini anlamak, hatta ona hak vermek mümkün olabilir. Ama, KılıçdaroÄŸlu'nun aÄŸzını doldura doldura 'Türk dış politikası iflas etmiÅŸtir' iddiasına inanan kimsecikler var mıdır, hiç sanmıyorum...

***

KılıçdaroÄŸlu, Türk dış politikasını, hâlâ CHP'nin Åžeflik Dönemi'ndeki pasivist dış politika zannediyor. CHP, 2001'de meydana gelen olayları aynen eski CHP'nin gözlüÄŸüyle deÄŸerlendiriyor. Yoksa, gözünü kırpmadan, vahÅŸice kendi halkını katliama tâbî tutan Baasçı totaliter Suriye'yi savunabilir misiniz? Ya da Hüsnü Mübarek'in düÅŸürülmesine endiÅŸe edebilir misiniz? Hele saldırgan Ä°srail'in yanında yer almanın ne âlemi vardır? Türkiye, her hâlükârda 'komÅŸularla sıfır sorun politikası'nı baÅŸarıyla uygulamaktadır. Yunanistan baÅŸta olmak üzere, savaÅŸa raÄŸmen Irak, Ä°ran, bütün OrtadoÄŸu, Balkanlar ve Kafkaslar bu politikanın içinde yer almaktadır.

Türkiye, Ermenistan'la Ermenistan Devleti kurulduktan sonra ilk defa bu devrede iliÅŸkiye girmiÅŸ; bunu yaparken de Azerbaycan'ı üzmemeye âzamî dikkat göstermiÅŸtir. Suriye ile ortak menfaatlerimiz çerçevesinde yakınlaÅŸma politikası da doÄŸru bir politikadır. Ancak, Suriye'deki eli kanlı Baas Rejimi gerçek yüzünü gösterince bu durum diplomatik münasebetlerin önüne geçmiÅŸtir.

***

Kim ne derse desin, bugün Türk dış politikası zirveye ulaÅŸmıştır. Bu büyük baÅŸarı BaÅŸbakan ErdoÄŸan, CumhurbaÅŸkanı Gül ve özellikle DışiÅŸleri Bakanı DavutoÄŸlu tarafından kazanılmıştır. KılıçdaroÄŸlu'naen kısa zamanda Baasçı ve diyasporacı gözlüÄŸünü çıkarmasını tavsiye ediyoruz.

Not: Önceki günkü yazımız üzerine Emniyet Genel Müdürü Mehmet Kılıçlar arayarak Tunceli'de ÅŸehit edilen polislerin Özel Harekâtçı olmadığını belirtti. Kendisine teÅŸekkür ediyor, düzeltiyoruz.
Etiketler: chp
Bu yazi toplam 3389 defa okundu
Yazarın Diğer Yazıları
YAZARLAR
 
Anasayfa |

Reklam Verin |

Sitene Haber Ekle |

Bize Ulaşın

  © 2010 YzC Haber Portalı                             Yazılım ve Tasarım: Serdar YAZICI
Sitemiz, hukuka, yasalara, telif haklarına ve kişilik haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir. Sitemiz, 5651 sayılı yasada tanımlanan .yer sağlayıcı. olarak hizmet vermektedir. İlgili yasaya göre, site yönetiminin hukuka aykırı içerikleri kontrol etme yükümlülüğü yoktur. Bu sebeple, sitemiz .uyar ve kaldır. prensibini benimsemiştir. Telif hakkına konu olan eserlerin yasal olmayan bir biçimde paylaşıldığını ve yasal haklarının çiğnendiğini düşünen hak sahipleri veya meslek birlikleri, İletişim bölümünden bize ulaşabilirler | Rize Gündoğdu Haber | Rize | Rize Haberleri haberler