“Ey OÄŸul! Beysin! Bundan sonra öfke bize; uysallık sana. Güceniklik bize; gönül almak sana. Acizlik bize, yanılgı bize; hoÅŸ görmek sana. Geçimsizlikler, uyumsuzluklar, anlaÅŸmazlıklar bize; adalet sana. ÜÅŸengeçlik bize; uyarmak, gayretlendirmek, ÅŸekillendirmek sana…
İnsanlar vardır, ÅŸafak vaktinde doÄŸar, gün batarken ölürler. Unutma ki dünya sandığın kadar büyük deÄŸildir. Dünyayı bize büyük gösteren bizim küçüklüÄŸümüzdür. Hırsımız, bencilliÄŸimiz…
Bu yolda nazarımızı sonsuzluÄŸa dikip; büyük yürümek ve büyük ölmek gerek. Bu yolda hırs, diken; benlik ve kibir, engeldir oÄŸul. Sakın ha kendine takılmayasın ve kendinde boÄŸulmayasın.
Teklik sadece Allah’a mahsustur, tek başına karara durup hoyrat dünyanın dayanılmaz ağırlığını kaldırmayasın. İşlerini ehil kiÅŸilere danışarak tutasın, danışırsan yol alırsın, danışmazsan yolda takılıp kalırsın oÄŸul.
Güçlüsün, akıllısın, söz sahibisin; ama bunları nerede, nasıl kullanacağını bilemezsen, sabah rüzgârında savrulup gidersin.
Bir dem gelir bir tekmeyle dünyaları yıkacak olursun, bir dem gelir yerdeki karıncaya maÄŸlup olursun. Akıl sadece anahtar. Anahtara takılmayasın. Aslolan anahtarın açacağı kapılardır. Kapıların ardında hazineler, kapıların ardında sırlar vardır. Sırlar ki, ebedi muÅŸtuları koynunda barındırır; sonsuza kavuÅŸturur. Aklını kullanıp dünyadayken cennetin kapılarını aralayasın oÄŸul.
Öfken ve benliÄŸin bir olup aklını yener! Daima sabırlı, sebatlı ve iradene sahip olasın, azminden dönmeyesin. Çıktığın yolu, taşıyacağın yükü iyi bil, her iÅŸin gereÄŸini vaktinde yap!
Öfke ateÅŸ, öfke afet, öfke ÅŸeytandır oÄŸul. İnsanoÄŸlu daÄŸları devirir; ama öfkesine maÄŸlup olabilir. Öfkeyle savaşı daima taze tutmak gerektir…
Sabırsız olmaz oÄŸul. Sabırsız menzile varılmaz. Kaf Dağı’na sabırsız ulaşılmaz. Sabır kara bir dikeni yutmak, diken içini parçalayıp geçerken de hiç ses çıkarmamaktadır. İnsan ocaklar gibi yanmalı, yanmalı da kimselere gamını ilan etmemelidir. Gözünü ötelere dikesin oÄŸul, hesabını idealine göre yapasın.
Vazifen çetin, yükün ağırdır oÄŸul. Hizmette önde, ücrette geride olasın. Vazifenin en ağırına talip olmakta kaçınmayasın. Vazifenin ağırlığı Yaradan’ın kullarına ihsanıdır.
Açık sözlü ol! Her sözü üstüne alma! GördüÄŸünü söyleme, bildiÄŸini bilme, sözünü unutma, sözü söz olsun diye söyleme.
Bizler nefreti eritmek için, muhabbetin asaletini dünyaya yeniden hâkim kılmak için çıktık yola. Bu yolda utanacak bir ÅŸeyimiz yoktur. Muhabbet yolunun gizlisi saklısı yoktur oÄŸul. Ama altının deÄŸerini de sarraf bilir, sözünü muhatabına göre ayarlayasın. Cahilin karşısında altınlarını çamura atmayasın. YiÄŸit olan kördür, kötülüÄŸü görmez; sağırdır, kem sözü iÅŸitmez; dilsizdir, her aÄŸzına geleni demez. BildiÄŸini de her yerde ayaklar altına sermez. Yunus gibidir o; yüreÄŸi muhabbete, gönül ibresi Hakikate ayarlıdır. O bir defa söz verdi mi, onu namusu bilir…
Her ÅŸeyin ortası makbuldür, sevginin de. SevdiÄŸini gereÄŸinden fazla sevmeyesin. Sevgini de, sadece yüreÄŸinin eline vermeyesin. En çetin imtihan sevgiyle olanıdır. ‘KiÅŸi ne kadar bahadır olsa da, muhabbete tuÅŸ olur’ diyen atanın sözünü aklından çıkarmayasın. Böyle imtihan olmamak, istikbalde neslinden utanmamak için gecelerin baÄŸrında, seherlerin aydınlığında duaya durasın. Senin ideallerin ve geleceÄŸe dair hedeflerin var oÄŸul.
Gönül adamı ömrünü boÅŸa harcamaz, yüreÄŸini ucuza satmaz, edep tacını başından almaz. Gönül erinin her zaman yüzü yerde, gönlü göktedir.
Haklı olduÄŸunda kavga vermesini bilir. Kavgayı sadece bileÄŸiyle deÄŸil, ilmiyle ve yüreÄŸiyle yapmasını bilir. Haklı olduÄŸun mücadeleden korkma! Bilesin ki, atın iyisine doru, yiÄŸidin iyisine deli derler. İyiliÄŸe kötülük, ÅŸer kiÅŸinin kârı! İyiliÄŸe iyilik her kiÅŸinin kârı! KötülüÄŸe iyilik de, er kiÅŸinin kârıymış oÄŸul.
Sen bizim rüyamız, sen bizim devâmız, sen bizim duamızsın oÄŸul. Daima başın dik, alnın ak, gönlün pak olsun.
Zümrüt-ü Anka’nı iyi seç ki Kaf Dağı sana yakın olsun. Yolun ebediyete kadar açık olsun.”
Allah Hak ve hayırlı yolda daim yar ve yardımcımız olsun.