Bu hafta ki yazımızda; Hz. Eyyub’el Ensari Camii ve Türbesiyle, Hz. Mevlana gibi ilim önderlerinin medrese ve kabirlerinin bulunduÄŸu dini ve tarihi mekanlara maksadına uymayan bir ÅŸekilde turistik bir yermiÅŸ gibi davranılmasından ve ibadet alanlarının nasıl turistlik alana yavaÅŸ yavaÅŸ çevirme planlarından bahsedecektik.
Sorumlu Bakanlığın bürokratlarının bu ziyaretlerin ruhsuz ve ÅŸuursuz hale dünüÅŸünü seyretmesinden bahisle, o mekanlarda çalışan mestureli hanımlara çalışma alanlarında dolaylı olarak nasıl tesettür yasağı getirildiÄŸini, giyim tarzı olarak tercih edilen üniformaların o mekanların ruhuna uygun olmadığını ve o ÅŸartlarda ‘’tesettürlü’’ intibası altında mübareklerin ruhaniyetlerine karşı yapılan saygısızlıkları yazacaktık.
Özellikle aklıma geldikçe halen uykularımı kaçıran Hacı BektaÅŸi Veli’nin yurdu ve ocağı NevÅŸehirimizin Ürgüp ilçesinde gerçekleÅŸtirilen Agartha festivallerindeki rezaletlere karşı tepkimizi dile getirecektik.
Ama bu kültür katliamı kadar dehÅŸetli DoÄŸu Türkistanlı kardeÅŸlerimizin ArÅŸ-ı alayı titretecek, tüm Melekleri aÄŸlatacak ve tüm Ümmetin ilahi felaketine sebeb olabilecek feryatlarını DoÄŸu Türkistanlı mazlum, maÄŸdur ve muhacir bir kardeÅŸimizin gözyaşıyla aktardığı skandal insan hakları ihlalleriyle dolu mektuplarını okuyunca, kamuoyuyla paylaÅŸmayı öncelikli, imani ve ihvani görev kabul ettim!
İlgili metin aşağıdaki gibidir:
“DüÅŸünmeden, öfkelenmeden, duramıyorum! Uyanıkken sinir, uyurken kabus peÅŸimi bırakmıyor!
Neden mi?
Buyurun okuyun lütfen...
Çin Zalim, Mazlum Uygurların Ana dilini yasaklıyor. Dini ve Milli deÄŸerlerini aÅŸağılamakla kalmayıp ritüellerin tamamını yasaklıyor. Seyahat özgürlüÄŸünü yasaklıyor. Evinde halı kullanmalarını yasaklıyor. Evlerine keyfi baskın yapıyor. Åžahsi eÅŸyaları ve elektronik aletlerinin tamamını keyfi kontrol ediyor. Ä°nternet ve sosyal medya kullanımını kısıtlıyor. Yurt dışındaki birinci dereceden yakınlarıyla görüÅŸmesini bile yasaklıyor. Kendi evlerini geleneksel mimari sanatı ile süslemelerini yasaklıyor. Birbirine maddi yardımlarda bulunmasını yasaklıyor. Milli deÄŸerlerine tamamen zıt ÅŸekilde beslenmeye ve giyinmeye zorluyor. Kendi aralarında Milli ve Ä°slami sembol içeren herhangi bir selamlaÅŸmayı yasaklıyor. Kendi tarihini herhangi bir dilden öÄŸrenmelerini dahi yasaklıyor. Herhangi bir yabancı uyruklu kiÅŸiyle telefonda veya yüz yüze konuÅŸmalarını yasaklıyor. Gençleri ve çocukları zorla Çin’in iç bölgelerine eÄŸitim adı altında götürüyor. Suçsuz yere “keyfi süreli” toplama kampları ve hapis cezasına maruz bırakıyor. Çin’in iç bölgelerine zorla köle iÅŸçi olarak götürüyor. Uygurların olduÄŸu tüm mahalle, sokak ve sitelerin tamamında yüz tanıma sistemi kullanarak akıllı kamera ile onları takip ediyor. Her bir Uygur aileye birer Çinli ajan yerleÅŸtirerek Uygurların günlük yaÅŸamı hakkında rapor alıyor. Ä°htiyar insanların (70 yaÅŸ üstü) bile Çince yazı yazmalarını zorunlu kılıyor. Dini nikah kıymalarını ve cenaze töreni yapmalarını yasaklıyor. DoÄŸu Türkistan ile Çin arasındaki iki veya üzerindeki saat farkını yok sayıp, Uygurları Çin bölgesinin yerli saat dilimini kullanmaya zorluyor. Günün belli saatleri özellikle akÅŸam geç saatlere kadar evlerinde zaman geçirmelerini yasaklayıp, eÄŸlence etkinliÄŸi adı altında onları dışarıda zorunlu tutuyor. (Amaç kimsenin Dini ibadetlerini yapmaması ve bir araya gelip oturmamaları...) Uygurların yurt dışındaki birinci dereceden akrabasına en ufak bir miktarda maddi destek göndermesini bile büyük suç kabul edip, en az 10 sene ve üzeri hapis cezası uyguluyor. Zengin Uygur iÅŸ insanlarını keyfi tutukluyor ve mal varlığına el koyuyor. Aydın ve akademisyenleri veya vicdani hissleri kuvvetli ve adaleti savunan tüm Uygurların hayatına toplama kamplarında ve hapishanelerde son veriyor..
Kısacası Çin, Uygurları sistematik ve korkunç bir asimile ve soykırım uygulamasından geçiriyor..
Uygurlara Çin tarafından yapılan daha sayamadığım nice haksızlık ve iÅŸkenceler hız kesmeden devam ederken ben yurt dışında yaÅŸayan bir Uygur olarak bütün bu insanlık dışı gerçekleri artık taşıyamıyorum!!
Türk Ä°slam savunuculuÄŸu yapan her bir bireye sesleniyorum!
Kadın Hakları Savunucularına Sesleniyorum!
Çocuk Hakları Savunucularına Sesleniyorum!
İnsan Hakları savunucularına Sesleniyorum!
Uygurların yaÅŸadıkları için bir kez olsun Çin hükümetine karşı ufacık bir ÅŸey yapın. Ufacık...’’
Kaynak:
Birinci dereceden yakınımın yaÅŸadıkları ve gördükleri.
Ä°parhan Uygur”
Evet, dilhun olmamak elde deÄŸil!
Vebalimiz çok büyük!
“Uygurlu kardeÅŸlerimiz bizim Canımız! Feda olsun kanımız!”
Bunun için;
geleceÄŸin Yecüc’ü ve yeryüzünün baÅŸbelası iÅŸgalci Emperyalist Çin’in mallarına bir Ümmet boykotunu baÅŸlatmak için daha neyi bekliyoruz!
Çil yavrusu gibi yeryüzüne yayılmalarını mı?
Acımasız tecavüz ve katliamlarını mı?!
Allahım!
Zamanın Deccali’nin fitne ve ÅŸerrinden,
Yecüc ve Mecüc Ordularının iÅŸgallerinden
nefislerimizi, ailelerimizi, nesillerimizi ve Ülkelerimizi Hafız ismi Åžerifin hürmetine muhafaza eyle!
Asrın güçlerine güvenen Çin, Hindistan, Ä°ngiltere, ABD, AB ve Ä°srail gibi Åžeytanın avanelerinin sonunu suyunla boÄŸduÄŸun Firavun’un ve sineÄŸinle yok ettiÄŸin Nemrud’un sonu eyle!
Amin..
Nefsimizde, Ailemizde ve Ülkemizde “Ä°slam SözleÅŸmesi”nin uygulanması, Mescid-i Aksa’mızın özgürlüÄŸü ve tatil olması dileÄŸiyle ...
Selam, sevgi ve duayla…