Dersim dramı
Önce geçtiğimiz yıl Sayın Onur Öymen tarafından kullanılan "Dersim'de analar ağlamadı mı" cümlesi bu işin kabuğunu kaldırmıştı.
26.11.2011 / 00:00
Uzaktan da olsa; iyi tanıdığımız çok deÄŸerli bir diplomatımızın başını ve sonunu düÅŸünmeden böyle bir ÅŸey söylemesine çok ÅŸaşırmıştım. Ancak mesele fazla alevlenmeden kapatılmıştı. Fakat geçtiÄŸimiz haftalarda (pek tanımadığım) CHP Milletvekili Sayın Hüseyin Aygün'ün "Devlet Dersimliler'den özür dilemeli" mealindeki ifadeleri tam anlamıyla yangının üstüne benzin dökülmesi gibi bir ÅŸey oldu...
Dersim'de neler olmuÅŸtu?
Ülkemizin DoÄŸu ve GüneydoÄŸu bölgeleri; Osmanlı'nın son dönemlerinden baÅŸlamak üzere sürekli huzursuzdur ve farklı çaplarda da olsa sürekli ayaklanma giriÅŸimlerinin olduÄŸu bölgelerdir. Bunun ardında; geç bir Kürt ulusçuluÄŸu olabileceÄŸi gibi; bölgede yaÅŸanan yokluk ve yoksulluk da olabilir. Kimi yazarlarımız devletin ihmalinden söz ederler ki; ben buna katılmıyorum. Zira gerek son dönemlerinde Osmanlı gerekse ilk dönemlerimizde Cumhuriyet; öylesine fukara ve zor koÅŸullar altındaydı ki ÅŸefkat elinin daha fazla uzanacağını beklemek pek doÄŸru deÄŸildi.
Konunun ayrıntılarına girmem elbette mümkün deÄŸil. Fakat ÅŸu kadarını söylemem gerekir ki; bu katliamın savunulabilir ya da anlaşılabilir hiçbir yönü yok. On paralık vicdan sahibi olan herkes yani insan olan herkes yapılanlardan ve yaÅŸananlardan utanır. Bazı ÅŸeylerin üzerini istediÄŸimiz kadar örtmeye çabalayalım; atalarımızın dediÄŸi gibi "güneÅŸ balçıkla sıvanmaz" ve "mızrak çuvala sığmaz..."
Kaldı ki Dersim'de yaÅŸananlar bir ayaklanmayı bastırma çabasının çok ötesinde; bir kimliÄŸi yok etme gayretiydi ki bu türden gayretlerin baÅŸarılı olamayacağı çok açıktır. Gerek 1936'da ayaklanmanın başı olarak görülen Seyid Rıza'nın (mezarı hâlâ bilinmezmiÅŸ) gerek yaşı büyütülerek ve salt iÅŸkence olsun diye babasından önce idam edilen oÄŸlunun ve çok sayıda insanın, hukuk ayaklar altına alınarak infaz edilmelerini savunmak mümkün mü?..
Kim özür dileyecek?
CHP Diyarbakır Ä°l Örgütü'nün kendince özür dilemesinin üzerine bir özür tartışması baÅŸladı ve gitgide alevleniyor. AK Parti hükümeti ve Sayın BaÅŸbakan, asla ihtiyacı olmamasına karşın "CHP'yi köÅŸeye sıkıştırma" adına olayı farklı yönlere çekiyor.
Tarihçi olmadığım halde ÅŸunu devamlı dile getiririm ki; geçmiÅŸte yaÅŸanan olayları yaÅŸandıkları dönemin koÅŸulları içinde deÄŸerlendirmek gerekir.1930'ların Türkiye'sini 2011 Türkiye'sinin koÅŸulları altında deÄŸerlendiremezsiniz.
Günümüz CHP'sinin, kurucuları ve temel ilkeleri dışında o günlerin CHP'siyle hiçbir ilgisi yoktur. DüÅŸünün ki beÄŸenseniz de beÄŸenmeseniz de günümüz CHP'sinin Genel BaÅŸkanı Dersimli'dir ve bundan iftihar etmektedir. Ayrıca o günlerin (özellikle 1938'deki olayların) baÅŸ aktörleri arasında Millet Partisi'nin kurucusu Fevzi Çakmak gibi, DP kurucularından Celal Bayar gibi, CumhurbaÅŸkanı VekilliÄŸi yapan Ä°hsan Sabri ÇaÄŸlayangil gibi isimler vardır. Bunlar Türk siyasal yaÅŸamının "muhafazakâr kanadının" en önde gelen isimleri deÄŸil mi? Bunlar mı özür dileyecek?..
Devletlerin karanlık ve utanç verici sayfaları
Olmasa çok güzel olur ama dünya üzerinde hemen her devletin tarihinde karanlık ve utanç verici sayfalar vardır. Ne Osmanlı bundan münezzehtir ne de Türkiye Cumhuriyeti. Fakat devletlerin ellerinin ne derece temiz olduÄŸunun tartışmasına gelindiÄŸi zaman Ä°smet PaÅŸa'nın Lozan'da Lord Curzon'a söylediÄŸi üzere "Bizim ellerimiz bilhassa temizdir..."
ABD'nin Kızılderili katliamı bir yana HiroÅŸima'ya attığı atom bombası sonrası ölen binlerce insandan Dersim fotoÄŸrafları gibi binlerce fotoÄŸraf çıkar. Aynı ÅŸey Ä°ngiliz uçaklarının yangın bombalarıyla ateÅŸe verdiÄŸi ve gene 100 bine yakın insanın öldüÄŸü Dresden'den çıkabilir. "SavaÅŸ vardı ve onlar düÅŸmandı" demeyin. Ä°nsan her yerde insandır ve bu katliamlardan ötürü hiç kimse BaÅŸkan Truman'ı, Ä°ngiliz kralını ya da W.Churchill'i suçlamadı...
Ve her ÅŸey bir yana; Dersim halkı geçmiÅŸe bir sünger çekip yaÅŸananları unutarak oylarını CHP'ye akıtırken bu tartışmalar neden?
Yaraların kabuğunu kaldırmayalım...
Bu yazi toplam 3212 defa okundu